ALİ ZAN
Yıkımın en çok hissedildiği Antakya’da her yer koca bir boşluğa dönerken künefeciler meydanı olarak bilinen bölgede derin bir sessizliktik hâkim.
Antakya’nın en kalabalık caddelerinden olan Köprübaşı depremden önceki günlerini arıyor. Güzelliğiyle ve kalabalıklığıyla kendine hayran bırakan caddeyi vatandaşlar tanımakta güçlük çekiyor.
Caddenin hiç bu kadar sessiz olmadığını söyleyen vatandaşlar: “Yaşamış olduğumuz depremlerin üzerinden neredeyse 1 yıl geçmek üzere. Burası Hatay’ın en kalabalık caddelerinden bir tanesiydi. Fakat şimdi o kadar sessiz ki hele bir de yağmurlu günlerde. Bu caddeyi daha önce hiç bu kadar sessiz görmemiştik. Depremden önce geceli gündüzlü o kadar kalabalıktı ki. Bir de şimdi bakın her yer sessiz ve enkazlarla dolu. Antakya’nın her yeri bu şekilde biz artık şehrimizi bu şekilde görmek istemiyoruz. Deprem bizden hayatımızı, şehrimizi aldı geriye koca koca boşluklar ve hayatlar bıraktı. En çok giden canlarımıza üzülüyoruz tabi ki de hepsinin birer hayatı ve birer ailesi vardı geride gözü yaşlı ailelerden, acıdan başka bir şey kalmadı. Kim bilebilirdi ki böyle bir şeyin olacağını. Bir gece uyanacağız ve hayatımızın tümü ellerimizden kayıp gidecek. Bizim elimizden çokta bir şey gelmiyor fakat üstümüze düşeni yapmaya çalışıyoruz şehrimizi yalnız bırakmadık burada hayat bitişti depremden sonra ne yaşayacak ev ne de bir şehir vardı. Biz ona rağmen burada kaldık ve şehrimizi yalnız bırakmadık bırakmayacağız da. Şehrimizin en kısa zamanda düzelmesini istiyoruz eski halini o kadar çok özledik ki. Artık Antakya’nın her sokağında istediğimiz gibi yürümek istiyoruz. Özellikle, Köprübaşında, Saray Caddesinde, Atatürk Caddesinde, Fatih Caddesinde daha sayabileceğimiz o kadar çok yer var ki. Biz umudumuzu kaybetmek istemiyoruz her şeye rağmen Antakya’nın düzeleceğine inanmak istiyoruz inşallah da öyle olacak yeniden ayağa kalkacak ve bu şehrin ne kadar güçlü bir yer olduğunu gösterecek herkese. Köprübaşı yine eskisi gibi nergis kokacak, kalabalık olacak adım atamayacak yer bulamıyoruz. Bunun için sadece biraz zamana ihtiyacımız var sadece.” Dediler.