Atakaş Hatayspor, Medipol Başakşehir’e karşı iki tane planla hazırlanmış.
Birincisi genelde uzun top oynayarak dönen ikinci topları alarak rakip yarı alana yerleşmek ve defansta risk almamak.
İkincisi de orta sahada tüm alanlarda adam adama oynayarak kazandıkları toplarla Başakşehir kalesine en hızlı şekilde hücum geçişleri sağlamaktı.
Avrupa kupası maçından yorgun gelen Başakşehir takımı fiziksel yorgunluğa bağlı olarak ilk yarıda son derece kötü ve etkisizdi..
İkinci yarıda ise as oyuncuları Traore, Serdar ve Júnior Caiçara’yı oyuna alarak istediği pas oyunuyla bize top göstermediler. 60. dakikadan sonra Hatayspor’da bazı oyuncularda yorgunluk belirtileri de başladı..
Ama her şeye rağmen Hatayspor’un kazanma arzusu isteği ve coşkusu üst seviyedeydi ama becerimizin sınırlı olması maçı kazanmaya yetmedi..
Takımı ayakta tutanlar geçen hafta olduğu gibi Aabid ve El Kaabi’ydi..
Teknik direktör Volkan Demirel, 10 kişiyle defans yapıp kaptığı toplarla kontra oynamayı bence kendisi de tasvip etmiyor, fakat puanla ayrılmak için bu şekilde oynatmaya mecbur kalıyor sanki..
Çünkü elindeki oyuncu kadrosunun kapasitesi daha fazlasını veremiyor..
Hatayspor’un ilk iki golü rakibin bireysel hatalarından, üçüncüsü de, akan oyunda organize güzel kontra golüydü..
Yenilen ilk golde formda bir Samuel Adekugbe, Trore‘ye o topu vurdurmazdı. İkinci golde Vranjes topu kafasıyla asist yapar gibi arkasındaki rakibine verince Hatayspor golü yedi..
Üçüncü golde ise oyuncularda yorgunluğa bağlı olarak pozisyona tam konsantre olamadılar. Serdar’ın ortaladığı topa sıçrayamadılar bile, falsolu gelen top kimseye değmeden yerden sekerek kaleye gitti..
Lige tutunabilme adına Başakşehir karşısında alınacak 3 puan çok önemliydi..
İyi mücadele etti, kadro yetersizliği, konsantrasyon eksikliği 3 puandan etti.
Süreç sıkıntılı ve zaman alabilir.
Çalışıp ve gelişmek için en uygun zaman da Dünya Kupası arasıdır.
Ama!
Lütfen artık eyyam yapılmaktan vazgeçilsin!
‘Canınız sağolsun, tebrikler bizim takım..” gibi sözlerle kimse kimseyi kandırmasın!..
Süper Ligin kıymetini bilmeliyiz, testi kırıldıktan sonra söylenecekler bir işe yaramaz!..
Hatayspor’u küçümseyip, rakibi büyük göstermek ve 1 puana sevinmek modeli 1980’lerde kaldı..
Tek farklı yenilgileri, beraberlikleri ‘kazanılmış’ gibi gösteren zihniyetler çöp oldu gitti..
Çağdışı futbol anlayışlarının yerini çağdaş günümüz modeline uygun sistemler aldı..
Hatayspor’un, Başakşehir karşısındaki beraberliğini kazanılmış zafer gibi göstermek, aynı 1980’lerin zihniyetiyle birebir örtüşüyor..
Kabul etmiyorum bu zihniyeti, alkışlamıyorum da bu beraberliği..
Bu da Hatayspor’u desteklemediğim anlamına gelmiyor. Ben takımımızı daha iyi yerlerde görmek istiyorum, daha iyisini yapmasını bekliyorum..
Hep az yetinmeye, “destek verelim” sözleriyle başarısızlığa göz yumulmasına karşıyım.
Yanlışların üzeri kapatılarak, başarısızlığı, ‘başarılı’ gibi göstermek, Hatayspor’a iyilik yerine kötülük yaptıklarının farkında değiller!
Hatayspor’a elbette destek olacağız, iyi günde, kötü günde, her zaman yanında olacağız..
Ama eyyam yaparak değil, doğruları söyleyerek, tartışarak, eleştirerek, doğru yön vererek..
Seviyeli, özeleştirilere hep açık olmalı, şapkayı önüne koyup ‘nerede hata yaptığını görmeli..’
Bilinç altındaki “ben bilirim sen ne bilirsin?” zihniyetinden artık vazgeçilmeli..
Başka düşüncelere de saygı göstermeli, olumlu eleştirilerden pay çıkarılmalı..
Çünkü; ‘Süper Lig’ elimizden kaçarsa, bir daha dönüşü çok zor değil, hayal olur!…