Ebru sanatını işleyen Durdunaz Günaydın, yapmış olduğu çalışmanın dünya çapında ilgi gördüğünü söyledi..
ÖZKAN BAKKAYLI
Bir hevesle başladığı ebru sanatını farklı boyutlara taşıyarak dünya çapına tanıtıyor.
Seramik, doğal taş, deniz kabukları, Harbiye-Samandağ ipekleri gibi ürünlerin üzerine ebru sanatını işleyen Durdunaz Günaydın, yapmış olduğu çalışmanın dünya çapında ilgi gördüğünü belirtti.
Antakya’da 37 yıl önce sanatına nasıl başladığını gazetemiz muhabirine anlatan Günaydın, “İlk okul dördüncü sınıftan bu yana sanata zaten bir ilgim vardı. Ailemden genetik geçen bir durumda olabilir, onlarda el işi örgüler, işlemeler yaparlardı ama ben sürekli çizim yapardım. Fırsat bulduğum her noktada elimde kalem kâğıt bir şeyler çizerdim. 37 yıldır bu işi yapıyor bütün çocuklarıma bu sanatı öğrettim. Sanat maceram bu şekilde başladı ve çok sayıda özel hocalardan ebru sanatına dair eğitim alarak devam ettim. Ankara Hacettepe üniversitesinde de eğitim aldım. Resimle başladığım sanatıma ebruyla devam ettim ve öğrendiğim sanatımın üzerine hep bir şeyler katmak için çabaladım. Ebru kâğıt üzerine yapılır ben bunun dışına çıkmak istedim farklı nesnelerin üzerine de ebru tasarımları yaptım. 56 yaşındayım hala başka ne yapabilirim diye düşünüyordum” dedi.
Ebru sanatını insana benzettiğini vurgulayan Günaydın, bir yapılan çizimin tekrarı olmadığını ayrıca çıkacak desenin tamamen sürpriz olduğunu ekledi.
MALZEMELERİN TAMAMI DOĞAL
Ebru sanatının yapımını anlatan tasarım sanatçısı Günaydın, “Ebru sanatı için önce tekne lazım, içine de kitre dediğimiz bir madde. Önemli bir noktası vardır ki kitre sıcağa dayanmaz. Bu nedenle sanatı kışın çalışmayı tercih ediyorum. İpek üzerine ebru sanatını önce ipek satıcılarından saf ipek alarak başlıyor ve şapa batırıyoruz, yıkıyoruz, kurutup, ütülendikten sonra tasarıma hazırlanıyor. Kullandığımız boyalar ve kitre tamamen doğal. Hatta kursiyerlerim kitreye elledikten sonra ellerinin yumuşadığını dile getiriyor. Fırçalarımız ise çok özeldir. Gül dalı üzerine at kılı olması gerekir. Bunun sebebi ise gül dalının esnek bir yapısı olması, boyayı sikkelediğimiz zaman yaylanarak boya rahat bir şekilde düşüyor. Hem de elimiz acımıyor. Kısaca yapımı basit gibi geliyor ama öyle basit bir sanat değil. En ufak çalışma bir ayımı alıyor benim” şeklinde konuştu.
Ebru sanatının terapi etkisinin olduğunu açıklayan Günaydın, çalışma yaparken çok rahatladığını söyledi. Son olarak ise her insanın bir sanat dalıyla uğraşması gerektiğini vurgularken, “İnsanlar mutlaka bir sanatla uğraşsınlar bu ebruli olmak zorunda değil farklı dallarda olabilir ama yeter ki sanatla meşgale olsunlar çünkü sanatla uğraşan insanlarda hastalık olmaz” diyerek konuşmasını tamamladı.