Düşünme sistematik ya da rastlantısal olarak düşünce (fikir) üretimi ile sonuçlanan zihinsel bir süreçtir. Düşünme sırasında insan beyninin değişik bölgelerinde meydana gelen değişikliklerin aygıtlar yardımıyla gözlenmesine ve beynin anatomik yapısının ayrıntıları ile bilinmesine karşın, düşünmenin fizyolojik bir süreç olarak ayrıntılı betimlemesini yapmak henüz mümkün olmamıştır. Psikolojik açıdan düşünme daha çok algı ve anlakla (zekayla) ilintilendirilmekte, problem çözme ve karar verme bağlamında ele alınmaktadır. Düşünme her türden akıl yürütmenin yanısıra, sezme veya düş kurma şeklinde de tezahür edebilmektedir.
İnsan varlığının başlangıcından itibaren, kendisini diğer canlılardan ayıran en önemli özelliği düşünme yetisi olmuştur. Bu eylemi verimli bir şekilde gerçekleştirebilen insanlar, felsefede daha derin görebilen bireyler olarak tanımlanır. Felsefenin düşünme eylemine odaklanması Antik Yunanistan döneminde yaşayan Sokrates ve Platon gibi felsefecilere kadar dayanır. Bu dönemde daha derin gerçekleri düşünerek görebilen insan özellikleri; sistematik olarak düşünebilmesi, işaretleri derinlemesine takip edebilmesi, anlaşılır bir düşünme yapısına sahip olması ve karşı yargılara hazırlıklı olması olarak belirtilmiştir.
Zihnin en önemli bir fonksiyonu olarak, algılanarak zihne gelen, verileri, beynin içsel yapıları içinden geçirerek, yeni bilgi ve sonuçlara ulaşma etkinliğidir. Descarles ‘düşünüyorum öyleyse varım der’. Aristoteles’e göre insanı hayvandan ayıran esas düşüncedir. Kant’a göre düşünmek yargılamaktır. Locke, düşünmeyi ruhun kendi üstüne yönelerek kendi işlemleri hakkında bilgi edinmesi olarak görür.
2
ÜST DÜZEY DÜŞÜNME BECERİLERİ
Düşünmek insanın sahip olduğu en önemli becerilerdendir.
Başlıcaları:
●Analitik Düşünme
Neden sonuç ilişkisi kurma eylemi
Olayları analiz ederek anlamaya çalışmak.
Tümdengelim yoluyla sorun parçalara ayrılır ve bunlar tek tek ele alınır.
Tümevarım yoluyla parçalar birleştirip sonuca ulaşılır. Örneğin; Ali, sınavdaki başarısızlığının arkadaş ortamından kaynaklandığını düşünüyor.
●Iraksak Düşünme
Ortak bir noktadan yola çıkarak farklı düşüncelere ulaşma becerisidir.
Farklı düşüncelere gidildiği için problem çözme, yaratıcı düşünme gibi üst düzey düşünme becerilerine sahip olunur.
Çağdaş eğitim sistemlerinde kullanılır.
Örneğin; Öğrencilerin tartışırken farklı sonuçlara ulaşmaları ve kendilerine özgü sonuçlar çıkarmaları.
●Argümantasyon
Verilen bir bilgiyi dayanaklandırarak açıklamaktır.
Düşüncenin doğruluğunun ispatlanması ve bilimsel bilgilere dayandırılmasıdır.
Örneğin; Tartışma esnasında bilgileri bilimsel olarak ispatlamak.
●Eleştirel Düşünme
Sorgulayarak yaklaşma, kuşku ve şüphe duyma, muhakeme etme ve irdeleme ve bilgiyi olduğu gibi kabul etmemenin genel adı eleştirel düşünmedir.
Eleştirel düşünmede analiz ve değerlendirme vardır.
Benzerlik ya da farklılıklar çok iyi analiz edilir. Düşünme becerileri içerisinde diğerlerinden farklı olarak daha çok sorgulama temelli bir düşünme becerisidir.
●Yansıtıcı Düşünme
Transfer edebilme, uygulama ve öğrenmenin birleşimi şeklinde tanımlanabilecek yansıtıcı düşünme, bilgi yapısının birey tarafından etkin, tutarlı ve dikkatli bir biçimde düşünülmesine denir. Özetlenecek olursa, öğretmen ve öğrencilerin eğitime yönelik olumlu olumsuz durumları ortaya çıkarma ve tespit edilen sorunları çözmeye yönelik düşünmedir. Bu düşünme becerisi diğer düşünme becerilerine göre daha çok öğrenmeye ardından bunu eyleme dökmeye dayalıdır.
Örneğin öğretmenin eğitim sorunları üzerine düşünmesi ve mantıklı kararlar almasıdır. deneyimlerini yansıtarak çözüm üretmesidir.
●Yaratıcı Düşünme
Bireyin hayal gücüne dayanarak yeni, farklı, özgün, orjinal şekilde düşünmesi, ortaya ürün koymasıdır.
Yaratıcı düşünmenin gelişmesi için geniş hayal gücüne olanak veren bir ortamın olması gerekir.
Yaratıcı düşünme için üstün bir zeka puanı gerekli değildir. Kişilerin zeki olması gerekmez. Yaratıcılık doğuştan gelir ve her bireyde bulunabilir.
Önemli düşünme becerilerinden olan yaratıcı öğrenmeyi işleve takılma, mükemmeliyetçilik ve alışkanlıklar engeller. Bunların yanında kültürel etmenler de yaratıcı düşünmeyi engelleyebilir. Bu nedenle öğrenciye kendini rahat ifade edebileceği bir ortam ve koşullar sağlanmalıdır. Eskiden yaratıcılık anlayışı sadece sanatsal etkinliklerle sınırlıyken şimdi yaşamın her alanında yaratıcı düşünme teşvik edilmektedir.
●Metabiliş
Üstbiliş anlamına da gelen metabiliş, öğrenmeyi öğrenme olarak tanımlanabilir.
Bireyin kendi öğrenme süreçlerinin farkında olması, nasıl öğrendiğini bilmesidir. Öğrenci bilişsel süreci kendisi yönetir.
Öğrenmeyi planlama, uygulama ve değerlendirmeyi kendisi yapar.
Düşünme becerileri içinde en geniş kavramı ifade eder. Düşünmeyi düşünme olarak da ifade edilebilir.
Örneğin; Öğrencinin kendisinin en iyi öğrendiği tekniği bilmesi ve buna göre ders çalışmasıdır.
●Analoji
Bilinen benzerliklerden yararlanarak bilinmeyen benzerliklere ulaşma becerisidir.
Örneğin; Öğretmenin vücudun dolaşım sistemini trafik akışına benzetmesi.
●Metafor
Anlaşılması zor olan olay, olgu, düşünce veya varlığı anlaşılması kolay başka bir varlık, düşünce veya olguyla açıklama becerisidir.
Örneğin; Öğretmenin beyin ceviz gibidir şeklinde bir örnek vermesi.
●Diyalektik
Düşüncelerin tez ve antitez şeklinde düzenlenmesi ve tez ile antitezin birleşimi sonucu senteze ulaşmaktır.
Örneğin; Siyah (tez) ve beyazın (antitez) birleşiminden grinin (sentez) oluşması.
●Epistemolojik İnanç
Bireyin bilginin ne olduğu, bilme öğrenmenin nasıl gerçekleştiğine ilişkin düşünceleridir.
Öğrenme sürecine yönelik tutum ve davranışları değiştirebilir.
Kişinin öğrenmeye karşı olan öznel inançlarıdır. Örneğin; Öğrencinin bilgiye ve öğrenmeye karşı olan olumlu tavrı.
3
DÜŞÜNME ÜZERİNE AFORİZMALAR
Herkes düşüncelerinde yanılabiIir; fakat aptallar bir türIü düşüncelerinden ayrılamazIar.
Cicero
Dünyanın en güç şeyi başkaIarının düşünmeden söyledikIerini düşünerek söyleyebiImektir.
AIain
Düşünmek koIaydır, yapmak zordur. Dünyada en zor şey de düşünüIeni yapmaktır.
Goethe
Yeni düşünceIeri ortaya çıkaran hayaI gücü biIinçten önemIidir.
AIbert Einstein
Büyük işIer gibi büyük düşünceIerin de davuIa ihtiyaçIarı yoktur.
BaiIey
Düşünmeden öğrenmek beyhude, öğrenmeden düşünmek, tehIikeIidir.
Konfüçyus
Düşüncesiz bir yaşam, bir insana yakışmaz.
Sokrates
Her insanın iradesi dışında, binIerce kötü düşüncesi oIabiIir.
O. GoIdsmith
Dünyanın neresinde oIursan oI, buIunduğun yerde değiI düşündüğüm yerdesin.
Jean-Christophe Grange
AsIında hiçbir şey, iyi ya da kötü değiIdir. Her şey, bizim onIar hakkında düşündükIerimize bağIıdır.
W. Shakespeare
4
DÜŞÜNME ÜZERİNE BİR ÖYKÜ
İki komşu ülkenin hükümdarları birbirleriyle savaşmazlar, ama her fırsatta birbirlerini rahatsız ederlerdi. Doğum günleri, bayramlar da ilginç armağanlar göndererek karşıdakine zekâ gösterisi yapma fırsatlarıydı.
Hükümdarlardan biri, günün birinde ülkesinin en önemli heykeltıraşını huzuruna çağırdı. İstediği, birer karış yüksekliğinde, altından, birbirinin tıpatıp aynısı üç insan heykeli yapmasıydı. Aralarında bir fark olacak ama bu farkı sadece ikisi bilecekti.
Heykeller hazırlandı ve doğum gününde komşu ülke hükümdarına gönderildi. Heykellerin yanına bir de mektup konmuştu.
Şöyle diyordu heykelleri yaptıran hükümdar: “Doğum gününü bu üç altın heykelle kutluyorum. Bu üç heykel birbirinin tıpatıp aynısı gibi görünebilir. Ama içlerinden biri diğer ikisinden çok daha değerlidir. O heykeli bulunca bana haber ver.”
Hediyeyi alan hükümdar önce heykelleri tarttırdı. Üç altın heykel gramına kadar eşitti. Ülkesinde sanattan anlayan ne kadar insan varsa çağırttı. Hepsi de heykelleri büyük bir dikkatle incelediler ama aralarında bir fark göremediler.
Günler geçti. Bütün ülke hükümdarın sıkıntısını duymuştu ve kimse çözüm bulamıyordu. Sonunda, hükümdarın fazla isyankâr olduğu için zindana attırdığı bir genç haber gönderdi İyi okumuş, akıllı ve zeki olan bu genç, hükümdarın bazı isteklerine karşı çıktığı için zindana atılmıştı.
Başka çaresi olmayan hükümdar bu genci çağırttı. Genç önce heykelleri sıkı sıkıya inceledi, sonra çok ince bir tel getirilmesini istedi.
Teli birinci heykelciğin kulağından soktu, tel heykelin ağzından çıktı.
İkinci heykele de aynı işlemi yaptı. Tel bu kez diğer kulaktan çıktı.
Üçüncü heykelde tel kulaktan girdi ama bir yerden dışarı çıkmadı. Ancak telin sığabileceği bir kanal kalp hizasına kadar iniyor, oradan öteye gitmiyordu.
Hükümdar heykelleri gönderen komşu hükümdara cevabı yazdı:
Kulağından gireni ağzından çıkartan insan makbul değildir. Onu defet
Bir kulağından giren diğer kulağından çıkıyorsa, o insan da makbul değildir. Onu yok et
En değerli insan, kulağından gireni yüreğiyle duyan insandır. Onu yanından asla ayırma.