Marmaris, ülkemizin önde gelen turizm ilçelerinden biridir. Yaz kış turizmin işlek olduğu Ege bölgesinin incilerindendir. Yaz mevsiminde, nüfusunun yüz binlere ulaştığı bu şirin ilçe, sanmayın ki kışın kendi haline terk edilir. Oteller doludur, insanlar küçük bir tatil fırsatı bulunca soluğu orada alırlar. Bayram, yeni yıl tatillerinde ise yaz günlerini aratmaz. Bu şirin ilçenin köyleri güzellikte birbiriyle yarışır. Selimiye, Orhaniye, Bozburun köylerini görenler abayı yakarlar oralara. Bu aşk ömür boyu bitmez.
Marmaris de ülkemizdeki siyasi çekişmelerden payına düşeni alıyor kuşkusuz. CHP, ülkemizde çoğu yerde seçimlerle yatıp kalkıyor. Muhalifler, parti merkezi yanlıları kavga dövüş yarışı sürdürmeye çalışıyorlar. Kazananlar mutlu, kaybedenler soluğu mahkemede alıyorlar. Marmaris’te de ilçe başkanlığı için seçim yapıldı. Pek gürültü olmadan, sevilen bir parti sevdalısı CHP ilçe başkanı oldu. Yılların eğitimcisi Ramazan Kılıç bundan sonra ilçe başkanı olarak anılacak. Halk tarafından çok sevilen Ramazan Kılıç, ilçede milli eğitim müdürü olarak da görev yaptı.
Milli Eğitim Müdürlüğü sırasında yaptıklarıyla adını duyurdu. Öğrencisi sevdi, öğretmeni, ilçenin mülki amirleri tarafından çok sevildi. Görevini de tam anlamıyla yaptı. Kültür, sanat, bilimden yana olan Ramazan Kılıç, turizm yöresinde de sanatın, kültürün geçer akçe olduğunu çok güzel kanıtladı. Milli Eğitim Müdürlüğü, Belediye, Kaymakamlık, sivil toplum örgütlerini de işin içine alarak görev yaptığı sürede kitap fuarları düzenledi. Ülkemizin ünlü yazarları, şairleri, karikatüristleri, ressamları Marmaris’te öğrencisiyle, okuyucusuyla, halkla buluştu. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki okullarla ilişkiler geliştirip o yörelerin öğrencilerini ilçede konuk etmeyi başardı. Eğitime sevdalı biri olmanın farkını herkes somut olarak yaşadı.
Bu nitelikteki birinin CHP’ye başkan olması siyasette bakalım kendin nasıl gösterecek. CHP Marmaris’teki bu gelişmenin başka ilçelere model olması herkesin dileği…
Siyaset olması gerekenlerin elinde olmadığı sürece iyi dileklerle işi götürmeye çalışacağız. Her yönüyle gerçek, dürüst, işi bilen kişileri bulmak gerçekten çok mu zor? Yoksa dürüst nitelikli kişiler siyasetten uzak mı duruyor, iki ucu da kirli değneğe bulaşmak mı istemiyorlar. “Su başını tutan devler” onlara izin mi vermiyorlar. Bu ve buna benzer sorular uzadıkça uzar. Bu yüzden ben de bulaşmak istemiyorum yazı yazarken bile…
Ramazan Kılıç, bu açıdan güven veren birisi. Eğitim Enstitüsü yıllarında başlayan dostluğumuz yabana atılır gibi değildir. Aydın’ın Çine ilçesi Seferler köyünden çıkıp gelmişlerdi. Üç arkadaştılar. Mustafa Özen ve Ahmet Toy’la birlikte. Okul dışındaki zamanımız İzmir’in tiyatrolarında, sinemalarında geçerdi. Yıl 1976- 1978 yılları arası. Ülkede kan gövdeyi götürüyor. Bizler ise bir an önce okulu bitirelim de, mesleğimize başlayalım sevdasındayız. Okul MC hükümetlerinin işgali altında, hükümet destekli grup terör estiriyor, yada estirmeye çalışıyordu. Ya saldırıya uğruyor, yada dövülüyorduk. Yapacak bir şey yok. Elimiz kolumuz bağlı, çoğu arkadaş askere gitme kararı aldırıyor. Hükümet değişirse asker sonrası devam ederiz, diyorduk. Anıları bile insanı buruyor…
Otuz yılı aşan dostum Ramazan Kılıç, ama biz onunla bin yıllık dostuz. Öğretmenliği nasıl en iyi şekilde yaptıysa, idareciliği yaparken izler bıraktıysa siyaseti de doğru, dürüst, düzgün yapacaktır. Buna ben Sevgili Ramazan’dan çok inanıyorum.
Sevgili dostuma siyaset yolunda başarılar diliyorum. Unutma ki arkanda otuz yıllık bir dostun var. Hani en güzel gençlik yıllarımızı, iyiye, kötüye katık ettiğimiz bir dostun var. O her zaman sana destek olacaktır…