Antakya Çevre Koruma Derneği Başkanı Nilgün Karasu, iklim değişikliğinin en büyük nedenin karbon ayak izini olduğuna dikkat çekti…
ALİ ZAN
Küresel iklim değişikliği Dünya gündeminde sıkça konu olmaya devam ederken, kentimizde de çevre aktrisleri ve Derneler tarafından sıkça gündeme taşınıyor. Antakya Çevre Koruma Derneği Başkanı Nilgün Karasu, “Son zamanlarda iklim değişikliğini çok net hissediyoruz” dedi.
Karasu, “Son zamanlarda iklim değişikliğini çok net hissediyoruz. İklimler yer değiştirdi mevsimi zamanında yaşayamıyoruz. Zamansız yağmur yağıyor birden sel oluyor. Sere gazı miktarının atmosferde artmasının en büyük nedeni; İnsan faaliyetlerinin etkisi, fosil yakıt kullanımı, orman kıyımı ve hayvancılıktır. Hayvancılık konusu çok az bilinir ancak en büyük zararlardan biridir. Çünkü, hayvan yemleri ormandan. Ormanları yok ederek yem elde ediyoruz. Dışkıları ise metan gaz üretiyor. Bunların hepsi küresel ısınmaya bir neden. 1972 yılında İsveç’te yapılan bir çevre konferansında bu yana 50 sendir durdurulamayan çılgınca bir gidişin şu anda sonucunu yaşıyoruz” ifadelerini kullandı.
EN BÜYÜK SORUN KARBON AYAK İZİ
Karasu, karbon ayak izine vurgu yaparak, “Her insanın bir karbon ayak izi vardır. Karbon ayak izi bir insanın, bir ülkenin hatta bir kuruluşun sürdürdüğü faaliyetler sonucunda atmosfere saldığı gazların karbondioksit cinsinden karşılığına denir. İnsanların yaşamsal faaliyetlerini sürdürebilmesi için ısınma, pişirme, ulaşım gibi fosil yakıtlı temel faaliyetlerin sera gazından salımına bizler neden olmaktayız. Bunu küçültme şansımız var elbette. Nasıl sorusunun cevabı; ulaşım tercihlerimizi değiştirebiliriz, özelikle bisiklet kullanımını çok önemsiyoruz. Yılda en az iki defa dikkat çekmek adına bisiklet turları düzenliyoruz. Ev içindeki enerji verimliliğini düşürebiliriz, örneğin gerekli olmadıkça elektronik cihazları gerekli olmadıkça kullanılmaması. Tasarruflu ampulleri tercih edebiliriz. Yeşil enerjiyi kullanmayı öneriyoruz. Bu tür davranışlara dikkat ettiğimiz zaman karbon ayak izimize büyük ölçüde azaltacaktır. Gıda tüketimi de karbon ayak izi için önemli. Gıda alırken tüketeceğimiz kadar almamız çok önemli” açıklamasını yaptı.
BİR BALİNA 1.9 MİLYON TON KARBONDİOKSİT EMİLİMİ YAPTIĞI DÜŞÜNÜLÜYOR
Karasu, “Okyanuslara çok ciddi zararlar veriyoruz. Özelikle balıkçıların bilinçsiz bir şekilde yaptıkları avlar denize ciddi zarar vermekte. Çok az bilinen bir konuya değinmek istiyorum. Balinalar küresel ısınma ve karbon salımını durdurmada insanlara en çok hizmet eden hayvanlardan bir tanesi. Balinalar suda karbondioksiti emerek vücudunda hapsediyor ve bunu oksijen olarak geri bırakıyor. Bir balina en az yağmur ormanları kadar karbondioksit emerek atmosfere bir o kadar oksijen veriyor. Ne yazık ki şu ananda balinaların nesli %90 tüketildi. Bu olayların önüne geçmek için balıkçılara denetimler daha sık yapılabilir. Cezbedici cezalar ile onları caydırabilir. Bir balinanın okyanuslarda 1.9 milyon ton karbondioksit emilimi yaptığı tahmin edilmekte. Buda 400 bin otomobilin atmosfere saldığı yıllık karbon gazına eş değer” dedi.
Son olarak Karasu, “Doğu Akdeniz çevre koruma derneği platformu mensubuyuz. Kısa adı DAÇE. Bizler onlarla Türkiye geneli çevre karşıtı çalışmalarda bulunuyoruz. Şimdiye kadar çok güzel çalışmalar yaptık. Çok yakın bir tarihte İklim Adaleti Kervanı bize ulaştı. 10 kasımda kentimize gelecekler ve onların ev sahipliğini yapacağız. Çevre sorunları konusunda bir Asi nehri iki Samandağ Milleyha Sulak alanını işleme aldık. Neler yapılabilir diye çalışmalar yapacağız ve en sonda bunu belgesel haline getirip, rapor oluşturacaklar” diyerek konuşmasını tamamladı.