İnsan sosyal bir varlıktır. Mutlu olur, kırılır, üzülür, heyecanlanır, sever, sevilir… Mutlu olanlar arttıkça yaşam her insan için kaliteli olur, iyi olur. Hayat yaşandığı kadardır… Öyleyse sevmek varken, paylaşmak varken, mutlu olmak varken insanı üzecek duygulara yer vermeye gerek yok. Sevgili kızımın düğünü nedeniyle dostlarıma, bana ve eşime çokça zaman ayıramadım. Çocuklarımızın geleceği ve mutluluğu için çaba sarf etmek, zaman harcamak ayrı bir keyif…
Gülmeyi başarabilmişseniz mutlusunuzdur. Her anını sevgi üretmekle harcayan, sevdiklerine, gezdiği yerleri ve yüreğinde çiçek açtıran duyguları şiirle, hikâye ile ölümsüzleştiren gazeteci-şair Ruhan Odabaş ağabeyimin bir sözünü paylaşmak istiyorum. “Yeni bir insanı tanımadığım günü yaşanmamış sayarım.”
Dost kazanmak, dost kalabilmek önemlidir. Sosyal medya hesaplarınızdan arkadaş olduğunuz kişilerle zaman zaman paylaşımlarda bulunuyorsunuzdur mutlaka. Bazen bir kelime, bir resim o kişi hakkında kafanızda bir bilgi oluşturur. Hele kitap okuyor ve yazıyorsa bu bilgi biraz daha detaylıca belleğinizde yer ediyor. Geçtiğimiz hafta neredeyse her güne ayrı bir güzellik yaşadım. İlk olarak yüz yüze görüştüğüm eğitimci-yazar arkadaşım Burhan Tat, ağabeyi Ayhan Tat ile saatler dakika gibi geçti. Antiochia Cafe Pub işletmecisi Zafer Koç ile tanışık olmaları görüşmemizin ayrı bir güzelliği idi. İkimizin de yoğun temposu nedeniyle bir başka zamanda görüşmek dileklerimizle ayrıldık. Ertesi gün İskenderun’da yaşayan genç yazar kardeşimiz Yesenya Bıkmaz, babası Yılmaz Bey, eşim, Adil Çetin dostumla birlikte Antakya sokaklarını dolaştık, sohbetimiz eşliğinde içeceklerimizi içtikten sonra Hatay Gazeteciler Cemiyeti’nde “Simeranya Hikayeleri” kitabının ikinci baskısını tanıttık. Haberde adı, şair olarak geçtiyse de bu bir işaret deyip gülümsedik yarınların getireceği sürprizlere…
Çoktandır sosyal medya hesaplarımızdan birbirimizi takip ettiğimiz, paylaşımlarına zaman zaman yorumlar yazdığım, her fırsatında kitap okuyan, kendini geliştirip yeni yeni şeyler öğrenirken etrafını aydınlatan bir yürekle bir araya geldik. Kıymetli Selahattin Dokuzoğlu Ağabeyim ve eli öpülesi Fatma ablam, eşim ve beni evlerinde konuk ettiler. Sırtımızı Amanos Dağlarına yaslayıp cennet köşesi bahçelerinde doyasıya sohbet ettik. Yüz yüze ilk olarak görüşmemize rağmen sanki yıllardır bir ailenin içerisindeymişiz gibi hissettik. Bu duygu samimi ve içtenliğin yansımasıydı. Yaşamı paylaştığı kadını ile torunlarının güzel tablosu bizleri mutlu etti, heyecanlandırdı. Mutluluğu ve yeni yeni şeyleri öğrenmeyi kitaplarda sürekli olarak arayan bir aydın insanla sohbet doyumsuz olur. Ki eşimle birlikte zamanın nasıl aktığını anlayamadık. Bahçelerinde emek vererek yetiştirdikleri organik meyve ikramları için ayrıca teşekkür kendilerine ediyoruz.
Okuyan, sorgulayan bireylerin oluşturduğu toplum her zaman için gelişir, daha uygar bir ortamda yaşar. Bilgiyi daha çok araştırır ve bilim üretir. Üretilen bilim insanlık için kullanılır. Üretilenin paylaşılması insanlığı daha da ileriye götürür. En önemli ve yapılması gereken duygulardan birisi paylaşmaktır.
Haydi!
Siz de OKUYUN.
Siz de ÜRETİN.
Ve en önemlisi PAYLAŞIN.