Diyete başlangıçlar büyük bir hevesle olurken, maalesef sürdürülebilirliği konusunda ciddi sıkıntılar yaşanıyor çoğunlukla. Bunun en büyük nedeni açlığa dayanamamak değil, psikolojiktir. Özellikle de kısa sürede tartıda istediği değişimi göremeyenler diyetlerinden akıllarına gelen ilk bahane ile vazgeçiyorlar. Sevdiğiniz tatları hayatınızdan birdenbire çıkarırsanız büyük bir umutsuzluk içinde o diyetten koşarak uzaklaşmak istersiniz. Buradaki asıl problem sürdürülebilir bir beslenme modeli seçmediğimiz ve psikolojimizi yapacağımız diyetteki asıl hedefin 36 beden elbiseye girmek değil, sağlığını iyileştirmek olduğunun bilincine varmak olduğu zaman kişi diyetine bağlanır ve geçen her süreçte sağlığına adım adım yaklaştığını gördükçe diyetinden kişi kopmak istemez ve yaşam biçimi haline, alışkanlık haline getirir.
Diğer genel problem, kilo kaybetme hızı ile ilgilidir. Bir çok diyet yapan kişi hızlı kilo kaybetmeyi bekler ve vücudunun bu hıza uymamasına psikolojik olarak hazır değildir. Bir hafta hiçbir kilo kaybı olmadan geçerse, keyfi kaçar ve ilgisi azalmaya başlar.Ne yazık ki, ister beğenelim ister beğenmeyelim, insan vücudu yaşamı sürdürmek üzere dizayn edilmiştir. Biz diyetisyenler olarak haftada 1 kilo vermenin sağlık açısından doğru olduğunu söylüyoruz çünkü hızlı kilo kaybı vücut dengesini bozup karaciğer ve böbreklerde son derece önemli tahribatlar yapabiliyor. Ayrıca diyetin genellikle ilk ayının sonlarına doğru kilo verimi durabilir bu durum normal ve geçici bir dönemdir, bu noktada vazgeçmek yerine diyet ve egzersiz programlarını aksatmadan sürdürmek en doğrusu olacaktır.
Başarısızlık vazgeçmekten geliyor. Vazgeçmeye engel olmak için bireyi neyle karşılaşacağına çok iyi hazırlamak gerekir. Vazgeçmeyi kolaylaştıran en önemli diğer nokta ise kilo vermek isteyenlerin gerçek amaçlarını belirlemeden programa başlamaları. Vazgeçmeyi tetikleyen diğer nokta ise yasaklardır.
