Dil, bir diğer adı ile ‘LİSAN’; insanlar arasında anlaşmamızı sağlayan ve kendisine özgü kuralları olan, ancak bu kurallar içerisinde gelişen canlı bir varlık.
Bizler yapısına dokunmadan önce…
Ve yapılan araştırmalara göre 6 bin 809 dünya dilinden sadece 600 kadarı hayatta kalabilecek yani kendimizi ifade edebildiğimiz, duygu ve düşünceleri paylaştığımız araçların yarısından fazlası kaybolma tehlikesinde.
Sizce bunun nedeni ne?
Aslında bu durum yeni olan bir şey değil insanlığın varoluşundan bu yana sürekli dil kendini yenilemiş ve farklı kültürleri ortaya çıkarmış.
Fakat sorun dilin gelişmesi değil dilimizin yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalması.
Türkçemiz iyice yabancılaşıyor ve özünü kaybediyor. Özelikle gençlerimiz yabancı bir dile ait kelimeleri kullanarak modernleştiğini ya da havalı olduğunu sanıyor; fakat farkında olmadan kendi öz dilini yok ediyor.
En basit örneği;
Sosyal medyalarda dolanan “link, Türkçe karşılığı bağlantı”
Ya da yediden yetmişe kadar ağzımıza dolanan “bye bye, hoşça kal”
Buda yetmez gibi mekanlarda bile yabancı kelemeler dilimize geçmiş durumda “exit, çıkış”
Bu terimleri Türkçe kullanmak çok zor olmasa gerek. Fakat bizler neden kendi özümüzü, dilimizi değiştirme çabasına giriyoruz bilmiyorum. Daha doğrusu bu durum değişim olarak nitelendirilmemeli, bu durum diğer dilleri dilimize kopyalamak ve özentilik.
Geçmiş dönemlerde Türkçe konulanların videosunu izliyorum pırıl pırıl ve tane tane konuşuluyor. Şimdiye bakıyorum bir dede ile torun asla konuşamıyor, sebebi dilimize geçen yabancı kelimeler. Torun bu yüzden yaşlılardan uzaklaşıyor. Bu durum aile bağlarının kopmasına da neden oluyor…
Kısacası dilimiz bizden gidiyor ve bunu kendi elimizle gelişmişlik adı altında yapıyoruz. Bu duruma en kısa zamanda dur dememiz gerekiyor…