HABER MERKEZİ
Sosyal Haklar Derneği (SHD) İskenderun Temsilciliği tarafından İSTE kampüsünde açılan Yaz Okulu etkinliği sona erdi.
Konu ile ilgili açıklama yapan SHD İskenderun Temsilcisi Av. Bülent Akbay “Teması ‘Çocuklarımızın gülsün diye… Yeniden Başlamalı’ olan etkinlik velilerin ve çocukların katılacağı müzik atölyesi ile nihayetlenirken, yaşadıklarımız deprem yaralarını sarmaya yönelik faaliyetlerin hayati önemde olduğunu gösterdi” dedi
Akbay Açıklamasının devamında şu görüşleri dile getirdi; “Depremin ilk günlerinden itibaren başlattığımız sosyal yardım çalışmaları ve hak mücadelesi İskenderun Teknik Üniversitesi merkez kampüsünde bulunan Koç-Sakarya-Konya-İgsaş konteyner yerleşkeleri arasında gerçekleştirdiğimiz Yaz Okulu etkinliği son buldu. Yaşadıklarımız deprem yaralarını sarmaya yönelik faaliyetlerin hayati önemde olduğunu gösterdi. Yaz okulu etkinliğinde elde ettiğimiz deneyimleri ve gelecekte gerçekleştirmeyi tasarladığımız projeleri kamuoyu ile paylaşmaya devam edeceğiz. İki haftalık Yaz Okulu etkinliği sırasında gözlemlediğimiz en önemli olgu yüzyılın felaketi olarak lanse edilen ve gerçekten de yetkililerin ağır ihmaliyle yüzyılın felaketine dönüşen depremin Hatay’da yaşayan bizler için tüm şiddetiyle devam ettiğidir. Depremin ilk günlerinde yaşadığımız sorunlara yenilerinin eklendiğini, sorunları çözmek üzere atılan adımların kaotik bir ortam yarattığını, deprem bölgesi dışında yaşayanların deprem yaralarını sarmak konusunda duyarlılıklarını yitirdiklerini ve yaşananları kanıksadıklarını üzülerek ifade ediyoruz. Daha net bir vurguyla deprem de depremzedeler de unutuldu. Oysa “unutmak” öldürdü, öldürüyor ve öldürecek. Bu duyarsızlık ve sorumsuzluk en çok ta çocuklarımızı etkileniyor. Oysa çocuklarımız geleceğimizdir. Umutlarımız ve parlak günler yaşamasını arzuladığımız rüyalarımızdır. Çocuklara Kıymayın Efendiler. Yediden yetmişe yetkili yetkisiz herkesi deprem bölgesinde yaşayan tüm çocuklara sahip çıkmaya çağırıyoruz. Çocuklarımız güvensiz ve sağlıksız bir ortamdalar. Şiddet sarmalı içinde her bir açıdan ağır bir travmaya maruz kaldılar ve kalıyorlar. Çizdikleri resimlerde, söylediklerinde ve hatta sessizliklerinde büyüklere masal anlatmıyor yardım çığlıkları atıyorlar. Sevgiye, sağlıklı mekânlara, oyun alanlarına, ağacın gölgesine ve bilimsel bir akla ihtiyaçları var. Ne yazık ki yöneticiler depremin ardından 200 gün geçmesine rağmen lağım kokmayan bir havayı teneffüs etmemizi sağlayamadı. Su ve elektrik kesintileriyle kavurucu sıcaklarda depremde ağır yara alan bölge halkını salgının kucağına attılar. Okulların açılmasının yakınlaştığı bu günlerde temel görevlerini unuttular. Rant ilişkileri içinde boğuldular. İmkânsızlıklar içindeki depremzedelerden bağışlar adı altında “kayıt parası” bile aldılar. Bu gerçekleri yaşadık ve yaşıyoruz. Kendinize gelin ve çocuklarımızın mutlulukla gülümsediği bir şehir inşa edilmesi için kolları sıvayın” dedi.