Antakya Medeniyetler Korosu Derneği Başkanı Yılmaz Özfırat, Medeniyetler Korosu’nun tüm dünyaya Hatay’da bir arada yaşama kültürünü dünyaya göstermeye dikkat çektiklerini söyledi..
BÜLENT KAVUK
Antakya Medeniyetler Korosu Derneği Başkanı Yılmaz Özfırat, gazetemize özel röportaj vererek, dernek faaliyetleri hakkında açıklamalar yaptı.
Gazetemiz muhabiri ile Antakya Medeniyetler Korosu Derneği Başkanı, arasındaki soru-cevap şeklinde ki röportaj şöyle;
DERNEĞİNİN KURULMA AŞAMASI VE AMACI NEDİR?
“Medeniyetler korosu 2007 yılında turizm haftasının Hatay’dan start alması sebebi ile Hatay valiliğinde bir proje olarak hayata geçti. 2008 yılından itibaren de dernek oldu. Her yıl farklı bölgelerde turizm haftası kutlanmaktaydı. Dönemin Vali Yardımcısı Ömer Bedrettin Sağsöz beyefendi tarafından bu işin koordinatörlüğüne getirildik. Akabinde burada bulunan temsil hakkı bulunan Alevi, Sünni, Ermeni, Hristiyan, Katolik, Ortodoks arkadaşlarımız ile görüşmeler yapıldı ve İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünde masa oluşturuldu. Bu işlemler yapılırken Hatay’da müzik öğretmenliği yapan Şeyda Akgöl Koyaş hanımefendi ile birlikte bu işleri yürüttük, fakat Şeyda Hanım evlenip başka bir şehre gittiği için de ben devam etme kararı kaldım. 2008 yılından itibaren dernekleştik, Hatay’da bir arada yaşama kültürünü insanlara göstermeye çalıştık. O güne kadar herkes birileri bir arada yaşamayı söylüyordu, fakat ortak paydada bir şey üretmiyorlardı, bizde bunları ortak paydada üretip sahneye çıkardık. Hatay’ın markası künefe, oruk veya başka bir şey değil de Hatay’ın markası hoşgörü ve toleransıdır. Bunun insanlara göstermenin daha etkili olduğunu düşünüyoruz. Bu yüzden yaklaşık 200 kişilik bir topluluğuz koro içeresinde farklı dinlere ve farklı mesleklerde insanlar yer almakta.
İmam, papaz, doktor, gardiyan gibi halkın içerisinden inanlar yer almakta. Hiçbiri müzik insanı değil sadece ve sadece bir araya gelip gönül bağı ile insanlara ‘bakın bu başarılabiliniyor’ diye göstermeye çalışan bir topluluktur.”
FAALİYET VE PROJELERİ NELERDİR?
“Bugüne kadar ABD Amerikan kongresinde, Avrupa parlamentosunda, Avrupa insan hakları mahkemesinde gibi dünyanın çok değişik noktalarında ve Türkiye’de 800’den fazla konser vererek büyük bir rekora imza attığımızı düşünüyorum. İster Müslüman ister Yahudi ister Alevi, Sünni ne olursa olsun hepimiz bir Allah’ın kuluyuz bunu insanlara göstermeye çalışıyoruz. Bu konuda başta Hatay valiliği olmak üzere HBB ve ilin tüm kamu kuruluşları da bize her konuda destektirler. Buda bize bir güç veriyor faaliyetlerimizi yürütüyoruz. Önümüzdeki dönemlerde Hatay sporun dış saha maçlarında, Hatay sporla gidip bir gün önce o illerde konserler düzenleyip, aynı zamanda Hatay’ın EXPO’yu tanıtıp, bunun yanı sıra da Hatay’la ilgili bir kültür mozaiği olan koromuzu dinleterek, insanları Hatay’a davet etmeyi planlıyoruz. Bu konuda HBB ile ortak bir çalışma yürütüyoruz. Akabinde önümüzdeki günlerde yine ayın 11’inde Yargıtay’da, Yargıtay mensuplarına bir konserimiz olacak ve pandemi süresi boyunca ertelenen diğer yurt içi ve yurt dışı konserleri yapmaya devam edeceğiz.”
NOBEL BARIŞ ÖDÜLÜNE ADAY GÖSTERİLMENİZ NASIL BİR DUYGU YARATTI?
“Nobel barış ödülüne aday olamıyorsunuz, sizi başkaları aday gösteriyor. Bizde bizden istenen evraklar vesilesi ile aday olduğumuzu öğrendik hoş kazanamadık ama ülkemizi ve şehrimizi bu şekilde anılması bizler için onur kaynağı oldu. Bunun yanı sıra Sayın Cumhurbaşkanı’mızın Kültür ve Turizm Bakanlığının özel ödülü olan ve senede bir defa verilen ‘Kültür ve Turizm Bakanlığı’ ödülünü aldık 2019 yılında. Bunun yanı sıra birçok ilden barış ve hoşgörü kardeşlik ödülleri tarafımıza verildi bu ödülleri almaktan mutluluk duyuyoruz.”
ÜNLÜ İSİMLERLE ÇALIŞTINIZ MI YA DA SİZE DESTEK SUNAN SANATÇILAR OLDU MU?
“Bu zamana kadar çok farklı kişilerle sahne aldık. Bunlardan birkaçı sayın Zülfü Livaneli, Emel Sayın, Sertap Erener, Aynur, Demir Demirkan, Zara gibi birçok ünlü kişi ile beraber sahne aldık ve her aldığımız sahnede bu birlikteliği güçlendirdiğimizi düşünüyoruz. Onları da medeniyetler korosunun bir üyesi olarak görüyoruz.”
ÜYE SEÇİMLERİNİ NASIL YAPIYORSUNUZ?
“Yılda bir defa koroya üye alımı gerçekleştiriyoruz. Öncelikle seslerine bakıyoruz güzel şarkı söyleyebiliyorlar mı diye akabinde koroya aldığımız kişiler 3 ay boyunca bizden bir müzik eğitimi alıyorlar. Bunun yanı sıra bu taşıdığımız misyonu taşıyabiliyorlar mı ona dikkat ediyoruz. Çünkü koroya girdiklerinden itibaren o kişilerin birlikte şarkı söyleyebilmelerini arzuladığımız için bunu öğretmeye çalışıyoruz. Bir Müslümanın Yahudi ilahisini, bir Yahudi’nin Hristiyan ilahisini aynı içtenlikle söyleyebiliyor mu, bunu kontrol ediyoruz. Eğer bu misyonları taşıyabiliyorlarsa beraber yolumuza devem edebiliyoruz.”
MEDENİYETLER KORSUNUN BU BAŞARISININ SIRRI SİZCE NEDİR?
“Bu bir yaşam kültürü ben Hataylı değilim ancak yaklaşık 22 yıldır burada yaşıyorum. Hataylılar bunu o kadar önemsemişler ki bu onlara farkındalık gibi gelmiyor. Biz dışardan gelen bir göz olarak geldiğimizde fark ettiğimiz için avantaj olduğunu düşünüyorum. Burada insanlar bir kişinin hangi dine mensup olduğunu öldüğünde cenazesinden öğreniyorlar. Biz bunu gelip dışardan gördüğümüz için avantaj olduğunu düşünüyorum” dedi.