Herhangi bir konuda bilgi sahibi olmak için öncelikle o konuya ilgimizin ve merakımızın olması şarttır. Sonra araştırmamız ve sorgulamamız gerekir.
Bir şehri tanımak için başvuracağımız kaynaklar; haritalardır, şehir planlarıdır, hazırlanmış olan turizm rehber kitaplarıdır, broşürlerdir, o şehir ile ilgili yazılmış kitaplardır. Ve slaytlardır. Bir de gerçekten hiç unutulmayacak ve zevk alacağımız tanıma şekli o kaynaklardan da faydalanarak şehri görmek ve sokaklarında gezmektir.
Bir yeri tanımak için orayı gezmek hem de yürüyerek gezmek gerekir. Yürüyerek gezmek demek temas etmek, dokunmak, hissetmek, duymak, görmek demektir. Sanal ortamda tanımak tıpkı teorik bilgilere benzer. Oysa gezmek, görmek, dokunmak pratik yapmak gibidir. Öğrenme metotları arasında en kestirme ve kalıcı olanı yaparak ve yaşayarak olanıdır.
Keşfetmek için de gezmek gerekir. Hatta herhangi bir şeyin değerini ölçmek ve benzerleriyle kıyas yapmak için görmek gerekir. Görmek için de bizatihi gezmek lazımdır. Mesela, yaşadığımız şehri ancak başka şehirle kıyas yaparsak durumu hakkında bir bilgiye sahip oluruz. İlerde miyiz, geride miyiz başka türlü bilemeyiz.
Tanımak istediğimiz bir şehrin tarihi yerlerini, tarihi binalarını, doğal güzelliklerini, oraya özgü yiyecek ve içeceklerini, hediyelik eşyalarını, parklarını, müzelerini, cadde ve sokaklarını, meydanını görmemiz gerekir. İnsanlarla sohbet edersek, onlarla konuşursak şehir hakkında detaylı bilgi ediniriz.
Yıllarca öğle arasında hem spor yapmak hem de şehri tanımak, bilgi edinmek, neyin nerede bulunduğunu bilmek için Antakya caddelerini ve sokaklarını bazen tek başıma, bazen de arkadaşlarla birlikte yürüyerek gezdim. Hala da geziyorum. Bu yürüyüşlerde kimi zaman alışveriş yaptım, kimi zaman ziyaret ettim. Antakya’ya mahsus birçok şeyi bu geziler sayesinde gördüm ve öğrendim. Gezdiğimiz, gördüğümüz yerleri ileride hatırlamak için fotoğrafladım. Zira gelecekte geçmişi görmek ve günümüzle kıyas yapmak için de fotoğraflamak gerekir.
Antakya merkezinde yapılan çalışmaları yakından takip eder oldum. Hangi caddede ne tür bir çalışma var? Hangi aşamada; tamamlanmış mı, eksik mi, güzel mi, çirkin mi? olduğunu gözlerimle görerek değerlendirme yapıyorum. Sonra bu çalışmaları başka vilayetlerdeki çalışmalarla kıyaslıyorum. Sonuç olarak bizimle diğer örneklediğim illerin geldiği noktayı karşılaştırıyorum ve başarı ve başarısızlık hususunda bir kanaate varıyorum.
Bir şehri tanımanın en iyi yolu yürüyerek gezmektir. Yani bulvarlarında, caddelerinde, sokaklarında yürüyerek dolaşmaktır. Bulvarların, caddelerin, sokakların isimlerini hafızamıza kayıt etmeliyiz. Hangi bulvarda, hangi caddede, hangi sokakta hangi kurum, hangi büyük işyeri var bilirsek şehri tanımamız kolaylaşır. Yaya gezilerek, levhalara bakılarak şehri öğrenmek akılda daha kalıcı olur. Kaldırımlarında yürüdüğümüz zaman hissederiz şehrin havasını, kokusunu. Daha can alıcı bakarız etrafa, tanımak için. Şehrin neyi var nesi yok çok daha iyi keşfederiz böylece. Şehrin güzelliği de çirkinliği de yürüyerek gezerek daha iyi görülür. Ben şehrin değişik yerlerini yürüyerek gezmeyi sık sık yaparım. Hatta belediyenin bir denetim elemanı gibi olumsuzlukları tespit ederim. Bu hal, bende hayata sorgulayıcı ve eleştirel bakışın dışa vurumudur. Yaşadığım şehir beni yakından ilgilendirir. Şehri gezerek neyin nerede satıldığını, nerede ne var olduğunu öğreniyorum. Ayrıca önemli tesislerin ve kurumların nerde bulunduğunu da öğreniyorum. Zira bu bir adres tanımlamasında faydalı olmaktadır.
Yukarıdaki ifadeler şehri fiziki olarak tanımak içindir.
Şehri ekonomisiyle tanımak için tarımını, sanayisini, hayvancılığını, ticaretini, turizmini bilmek icap eder.
Şehri coğrafi olarak tanımak için iklimini, ilçeleri birbirleriyle hangi mesafede, birbirleriyle olan ilişkilerini, konumlanışlarını ve nüfusunu, ovasını, akarsuyunu, gölünü, dağını, ormanını, yollarını, trafik durumunu, göç durumunu bilmek gerekir.
Şehri turizm ve kültür açısından tanımak için; gezilecek, görülecek yerleri ve yemekleri, yiyecekleri, içecekleri, yetişen sebze ve meyveleri hakkında bilgi sahibi olmak gerekir.
Tarihi yerlerini, mekânlarını, müzesini, camisini, diğer mabetlerini, çeşmelerini, köprülerini görmek lâzımdır. Tarih kokan o sokaklarında nefes almak, mekânlarında şöyle bir geçmişe doğru uzanıp düşünmek, yaşanan dönemi hayal etmek insana hem huzur verir hem de oraları daha yakından tanımaya vesile olur.
O şehirde çıkan gazete, dergi ve yayınlanan kitapları okumak, incelemek gerekir.
Şehri sanatı, edebiyatı, müziği, sporu ile tanımak için de sanat, edebiyat, müzik ve spor adamlarıyla diyaloğa geçmek gerekir. Bu konuda yazılmış kitaplardan, dergilerden ve bunlarla ilgilenen insanlardan yararlanmak şarttır. Şehirde kültür, sanat, edebiyat, müzik ve spor alanlarında etkinlikleri ne kadar sıklıkla yapılıyor, etkinliklerin kapsadığı alan ne kadar geniş, derinliği ne kadardır, katılımcıların sayısı nasıldır, seviyesi nedir, bu alanlarda şehrin yetiştirdiği insan sayısı nedir? Bunlar o şehrin bu konulardaki değerini ortaya koyacaktır.
Bütün bunları yapabilmek için ilgi duymak, merak etmek şarttır. Ve herkesten farklı bir bakış açısına sahip olmak gerekir.
Bu konularda yapacağımız çalışmalar o şehir hakkında bize bilgiler verecek ve her yönüyle o şehri tanımamıza vesile olacaktır.