Bir kitap bir yorum; Simeranya Hikayeleri

Genç bir yazar arkadaşımız, Yesenya Bıkmaz yazmış “Simeranya Hikayeleri”ni, emeğine sağlık.

72 sayfalık kitaba 13 kısa öykü sığdırmış Yesenya. Kitabı elinize aldığınızda, yemek ya da çay molası vermeden bitirebileceğiniz gibi dersem yanıltmış olmam sizi.

Bu saptamamın, yani kısa sürede okuyabileceğiniz saptamasının faklı nedenleri var. İlk nedeni sayfa sayısının azlığı doğal olarak. Bir başka neden ise öykülerin kısa olması ve çabucak sonuca ulaşma isteğiniz. Harf puntolarının doğru ve kolay okunur olarak seçilmesi de önemli bir etken.

Geliyoruz asıl etkene!

Akıcı bir dil kullanmış yazar. Öykülerin gizemini bozmadan, anlatması gerekenleri tadında bırakarak tamamlamış öykülerini. Kimi öyküleri okuduktan sonra şöyle bir düşündüm; bu bir gerçek olabilir mi? Kitabın arka kapağındaki notta;

“En basit günümüzden, en dolu dolu anımıza kadar duygularla doluyuz ve ne kadar saklarsak saklayalım, yokmuş gibi davranıp üstünü örtelim, hepimiz duygusalız” demiş yazar. Demiş de, gerçek öyküleri duygularla renklendirip anlatmak olası değil mi yani?

Kitapta dikkatimi çeken şeylerden biri de yazarın her öykü için ayrı bir şarkı ya da müzik önerisi oldu. Bugüne dek hiç tanık olmadığım bir öneriydi bu. Sözünü ettiği müziklerin ya da şarkıların büyük bölümünü bilmemiş olsam da, yazarın okuyucuyu öykünün içine çekme çabalarını kutlamam gerektiğini düşünüyorum.

Öykülerin kahramanlarına baktım; yaşamımızın her anında karşılaşabileceğimiz türden insanlar. Sokağınızda, mahalle kahvesinde, ulaşım araçlarında ya da bir konserde, meyhanede görebileceğiniz tipler. Kim bilir, öyküleri soluksuz okuma isteğinizin altında belki bu da yatıyordur. Ya da, her öyküde değilse bile, kimi öykülerde kendinizden bir şeyler buluyorsunuzdur ki bu da çok doğaldır. Yazarın asıl amacı da bu olsa gerek.

Arka kapağın son bölümü de dikkatimi çekti. Yazar, öyle sanıyorum ki kendi kırgınlıklarını da not olarak düşmüş, saptama olarak da okuyucuya iletmiş;

“Güvendiğiniz, aşık olduğunuz veya merhamet duyduğunuz bir insan size kimsenin veremeyeceği zararları verebilir, kalbinizi kırabilir” demesi de bunun bir kanıtı.

Kitabın değil de, sözün özetini yapmam gerekirse, önsözün sonunda;
“Keyifli okumalar” demiş ya genç yazar, siz de okuyun ve keyfini çıkarın. Siz farklı duygularla burun buruna gelirken, yazmaya yeni başlamış olan bir insanı da yüreklendirmiş olursunuz.

Az şey mi?..

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir