Vaka sayısı 1000 bile değilken ülkenin tamamı kapatılmıştı. Çok tehlikeli bir hastalık, dışarı çıkarsanız ‘ölürsünüz’ diyorlardı. Çıkmadık ta. Evler de mahpus kaldık ama her gün yüzlercemiz ölmeye devam ediyordu. Kaldırımlarda, caddelerde kıvranan, ağzından salyalar akan insanları göstererek korku pompalamışlardı. Başardılar da herkes çok korkmuştu…
Maske, Mesafe artık eksiksiz uygulanıyordu.
Kimse kimseye 2 metreden fazla yaklaşamıyordu.
Elleri alkollü şeylerle ovalamaktan deriler soyuluyordu.
Hapşırıldığında, hapşıran için ‘Allah’ adıyla başlayan Türkler bile hapşırana şeytan gözüyle bakmaya başlamıştı.
İnsanlar tokalaşmıyor, öpüşemiyor aynı araçta seyahat dahi edemiyordu.
Anneleri çocuklarından, çocukları annelerinden ayırmışlardı…
Aileler bölünmüş, yaşlılarımız iyice yalnızlaşmıştı.
Marketler talan ediliyor, sebzeler, meyveler kapışılıyordu.
Kapısına bir adet ekmek ile birkaç yüz gram peynir konulan kişi şanslıydı.
Durum buydu ve ne kadar süreceği belli değildi!
Bunları yaşatanlar bununla da yetinmemişti.
İnsanların önüne bir de belirsizliği koymuşlardı ki bu her canlı için en korkunç şeydi.
BELİRSİZLİK?
İnsanın sevincini elinden bir çırpıda alabilen şey..
Her tarafı karamsarlıkla çevirili bir yumak!
Ve başardılar!
İnsanlarla birlikte insanlığı da birkaç gün içinde kontrolleri altına almayı başarabileceklerini görmüşlerdi…
*
Şimdi sıra tahsilata gelmişti ki bunu da yine birkaç gün içinde yaptılar.
Aşı!
Çözüm Aşı dediler!
Herkes aşıya koştu ve başlarda aşının olduğu ülkelere giden zenginler binlerce dolar ödeyerek aşıyı vuruldular. Geliri az insanlar ve ülkeler biraz daha bekleyerek yine milyonlarca dolar karşılığında aşıyı satın aldılar. Vücutlarına ne enjekte edildiği ile ilgili en küçük fikirleri olmadığı halde aşıyı kapıştılar.
Aşı olmadan ‘Bu İş Bitmez’ diyenler aşı çıktıktan birkaç hafta sonra ‘Aşı da çözüm değil. Aşı vurulsanız da hastalanabilir hatta ölebilirsiniz’ dediler.
Öyle de oluyor.
Aşının çözüm olmadığını her gün ölen yüzlerce insan ve 100 binlere dayanan vaka sayılarından zaten anlayabiliyorduk.
*
Daha ne olabilir?
BİLMİYORUZ!
Bilmiyoruz demek eşittir belirsizlik demektir!
Ve belirsizlik insanlığın başına gelebilecek en korkunç şeydir.