Belirsizlik denizinde boğuluyoruz!

REZERV ALAN

HABER MERKEZİ

Rezerv alanda kalan mülk sahipleri, yeniden inşa sürecinde ne kadar maliyetle karşılaşacaklarını bilmiyor. Ancak bu maliyeti üstlenmek istemeyen ya da istese dahi mali durumu el vermeği için ödeyemeyecek kişilerin tapularının ne olacağı belirsiz. Ayrıca bir mülk sahibinin borcunu ödemeden ölmesi halinde, tapu Hazine’ye geçmiş olduğu için varislerin herhangi bir hak kaybına uğrayıp uğramayacağı; malikler borçlarının tamamını ödeyene kadar tapu sahibi Hazine olacağı için insanların kendi mülklerini satamayacak ya da kiraya veremeyecek olması nedeniyle uğrayacağı kayıplar gibi çok sayıda soru işareti ve belirsizlik bulunuyor. Söz konusu belirsizliğin aradan 15 ay geçmiş olmasına rağmen halen netlik kazanmaması kafalarda soru işaretleri bırakmakla birlikte endişe ve tedirginliğe neden oluyor.

Hataylı depremzedeler, ‘Rezerv Alan’ uygulaması nedeniyle evlerinin akıbeti için endişe ediyor. Düzenlemeye göre, rezerv alan sınırları içinde kalan yapıların yıkılıp yerlerine yenilerinin yapılması için mülk sahiplerinin rızası aranmıyor ancak oluşacak inşa maliyetini üstlenmeleri isteniyor. Bu nedenle depremzedeler için belirsizlik büyüyor. Hataylı depremzedeler belirsizlikler içeren ‘Rezerv Alan’ uygulamasında mülklerinin akıbeti için tedirgin bekleyişte. Samandağ’da rezerv yapı alanı ilan edilen 1.6 hektar alanın yanı sıra, Hatay’ın Antakya ve Defne ilçelerinde de rezerv yapı alanı ilan edilen 207 hektarlık alandaki binlerce mülk sahibi de belirsiz bir bekleyişle karşı karşıya.

MÜLK SAHİBİNİN RIZASI ARANMIYOR

Söz konusu bölgelerin rezerv yapı alanı ilan edilmesi kararı, 9 Kasım’da Resmî Gazetede yayımlanan ve kentsel dönüşüme yönelik düzenlemeler içeren Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun’da değişiklik yapılmasına dair kanuna dayandırılıyor.

Kanun kapsamında ‘Rezerv yapı alanı’ tanımında değişikliğe gidilirken; ‘yeni yerleşim alanı olarak’ ibaresi metinden çıkarılmıştı. Böylece sadece boş alanların değil, meskûn mahallerin de rezerv yapı alanı ilan edilebilmesinin önü açılmıştı. Söz konusu düzenlemeyle, 6 Şubat 2023’te meydana gelen depremler nedeniyle afet bölgesi olarak kabul edilen yerlerde, hasarlarla bağlantılı yargı süreçlerinin hızlandırılması amaçlanıyor. Ancak maliklerin rızası aranmadan mülklerinin rezerv yapı alanı kapsamına alınmasını mümkün kılması, kanuna yönelik eleştirilerin temel noktalarından birini oluşturuyor. Çünkü rezerv alan sınırları içinde kalan yapıların yıkılıp yerlerine yenilerinin yapılması için mülk sahiplerinin rızası aranmıyor ancak oluşacak inşa maliyetini üstlenmeleri isteniyor.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir