Muhtemelen bir çoğunuz diş ağrısının o çekilmez acısını yaşamışsınızdır. Hayattan keyif, yediğinizden içtiğinizden tat alamayacak raddeye gelirsiniz.
Tüm bu ızdıraba rağmen diş hekimine gidip dişinizi çektirmek size korkunç gelir. Ardından bir ikileme düşersiniz, bu acıya her gün katlanacak mıyım yoksa diş çekmenin o anlık acısına katlanıp kalıcı bir huzur için dişimi çektirecek miyim? Mazoşist değilseniz muhtemelen o acıdan kurtulmak için soluğu diş hekiminde alırdınız?
Hayatınızda sizi mutsuz eden, yaşam enerjinizi sömüren birini hayatınızdan çıkarmak tam olarak diş çektirmek gibidir. Başlangıçta acı çekersiniz ama sonrası muazzam bir rahatlıktır.
Fakat alışkanlık işte diliniz yüzlerce kez dişininizin olduğu yere istemsizce gider, o boşluğu hisseder ve ilginç bir şekilde garipser.
Artık canınızı yakmıyor olması o eksikliği fark etmeyeceğiniz anlamına gelmiyor. Çünkü insanın eksikliğini kabullenmesi kolay olmuyor. Dolayısıyla bu durum bir müddet sürecek ama zamanla alışacaksınız.
Ya ne yapsaydınız, herhangi bir müdahalede bulunmayıp her gün acı çekmeye devam mı etseydiniz? Dedimya acıdan keyif alan bir mazoşist değilseniz tabii ki çektirmelisiniz.
Sizi mutsuz eden her insanı da böyle hayatınızdan çıkartabilmelisiniz.
Yokluğuna alışmak zaman alacaktır ama illaki alışacaksınız.
Şu ana kadar nelere alışmadınızki. İnsan her şeye alışır.
Siz her şeyden kıymetlisiniz.
Kimsenin o tatlı canınınızı yakmasına müsade etmeyin..