SONAR GÜNEŞ
Hatay Depremzede Derneği, depremden bir yıl sonra yayınladığı rapordaki bulguları madde madde hafta sonu yapılan basın toplantısında açıkladı.
Derneğin, “Deprem sonrası yaşlılar, engelli bireyler gibi ampüte bireyler ve kimsesiz kalmış çocuklar gibi vatandaşlardan oluşan devasa dezavantajlı gruplar meydana geldi. Bu vatandaşlarımızın yaşamış olduğu sorunlar görülmüyor, duyulmuyor” vurgusu yaptığı raporda yaşanan eksikliklere dikkat çekildi.
‘Depremin İlk On Günü, Barınma, Sağlık, Psikososyal Durum, Eğitim, Depremin 1.Yılında Hatay’da Hukuki Durum, Ekonomi, Altyapı ve Ulaşım, Üretim, Ekolojik Yıkım Rant/Talan Zeytinlikler, İnsan Hakları İhlalleri, Yaşanan Depremlerin Hatay’da Demografik Yapı ile Kültürel/Tarihsel Mirasa, Etkileri, Kadınlar, Çocuklar, Gençler, Engelliler, Ampüte Yurttaşlar, Yaşlılar ve Kayıplar’ başlıklarının öne çıktığı raporda talepler ve sorunlar anlatıldı.
Dernek tarafından yapılan açıklamada, “Yıkımlar sonucunda resmi rakamlara göre 50 bini aşkın insanımız hayatını kaybetti. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının 24 Şubat 2023 tarihli raporuna göre, depremin yaşandığı bölgedeki toplam bina sayısı 717 bin 614 olarak açıklandı. Yaşanan afetin ardından tarihi yapılarla birlikte 35 bin bina yıkıldı, 300 bine yakın bina ağır hasar aldı, 2 milyon kişi barınma sorunu yaşıyor. 5 milyona yakın kişi farklı bölgelere göç etti, 700 bine yakın insan geçim olanaklarını kaybetti. Hatay ise en büyük yıkımın meydana geldiği şehir oldu. Depremden etkilenen toplumsal kesimler ise depremin ilk gününden bugüne, yaşanan felaketin yaralarını dayanışmayla sarmaya devam ediyor. Hatay Depremzede Derneği olarak, bu dayanışma ve hak mücadelesini Hatay’da sürdürmeye devam ediyoruz. Depremin yaralarını sarması gereken siyasal iktidar ve devlet kurumları o günden bugüne sorunları çözecek köklü adımlar atmadığı için yaşanan bir yıllık süreçte barınma hakkından, eğitim hakkına, sağlık hakkından çevre ve mülkiyet hakkına, ekonomik, sosyal, siyasal ve demografik sorun ve hak ihlallerini Hatay halkı yaşamaya devam ediyor. Hatay Depremzede Derneği olarak hazırladığımız Depremin 1.Yılında Hatay raporu, yaşanan sorun ve hak ihlallerini daha somut bir şekilde gözler önüne sermeyi ve bu sorunlara dair talep ve çözüm önerileri sunmayı amaçlamaktadır. 19 başlık altında derlediğimiz çok kapsamlı ve çok katmanlı sorunlar yumağını, ancak 80 sayfalık bir rapora sığdırabildik. Başlıklara sadık kalarak raporu özetlemek istiyoruz. Raporumuz Deprem Öncesinde Hatay Deprem Yönetmeliği ve İmar Affı başlığıyla başlıyor” denildi.
Basın toplantısında rapor başlıkları şu şekilde sıralandı, “Barınma, Sağlık, Psikososyal Durum, Eğitim, Depremin 1.Yılında Hatay’da Hukuki Durum, Ekonomi, Altyapı ve Ulaşım, Üretim, Ekolojik Yıkım Rant/Talan Zeytinlikler, İnsan Hakları İhlalleri, Yaşanan Depremlerin Hatay’da Demografik Yapı ile Kültürel/Tarihsel Mirasa Etkileri, Kadınlar, Çocuklar, Gençler, Engelliler, Ampüte Yurttaşlar, Yaşlılar ve Kayıplar”
RAPORDAKİ BAŞLIKLAR KENTİN NELER YAŞADIĞINI GÖZLER ÖNÜNE SERİYOR
Son olarak DemakDer, şu ifadelere yer verdi; “Hatay halkı olarak depremin üzerinden geçen 1 yılı değerlendirdiğimiz bu raporda daha saymadığımız birçok sorun olmasına rağmen sadece rapordaki başlıkların bile bu kentin neler yaşadığının, ne durumda olduğunun gözler önüne serilmesi açısından önemli bir veri oluşturacağını yine de yetersiz kalacağını biliyoruz. Çocukların ve gençlerin yaşamış olduğu psikolojik yıkımlarının yanı sıra eğitime dair yaşadıkları derin eşitsizlik sürüyor. Deprem bölgesinde eğitime dair sorunların hızlıca çözülmesi gerekmektedir. Enkaz kaldırma süresince özensiz davranılmıştır. TTB’nin son raporuna göre Hatay hala sağlık limit değerinin dört katı toz soluyor. Sağır sultan bile depremin yaşanabileceğini biliyorken ne iktidar ne de yerel yönetimler bu konuda önlem almamışlardır. Zemin sıvılaşmasının yoğun olduğu, altından fay hattının geçtiği Amik Ovası’na tüm uyarılara rağmen hastanenin, havaalanının, stadyumun yapılmasında ve bu yapılarla birlikte barınma amacıyla inşa edilen yapıların artmasında, kentin o bölgeye doğru yönelmesinde depremle birlikte yaşamını yitiren insanların sorumlularının bu yaşanılanlardan sonra özeleştiri vermemesini, istifa etmemesini yetmezmiş gibi bizleri tehdit etmesini Hatay halkı olarak unutmayacağız affetmeyeceğiz. Kentteki demografik yapı, kültürel ve tarihsel dokunun önemi Hatay halkı için çok önemli bir yerde duruyor. Kentin yeniden inşasında atılacak tüm adımların kentin bu hassasiyeti gözetilerek atılması gerekmektedir. Rezerv alan ile endişelenen bu halk, komşusunu, mahallesini ve tarihsel hafızasını korumak istiyor. Deprem sonrası yaşlılar, engelli bireyler gibi ampüte bireyler ve kimsesiz kalmış çocuklar gibi vatandaşlardan oluşan devasa dezavantajlı gruplar meydana geldi. Depremin ilk günlerinde yalnız ve çaresiz bırakılan, ölüme terk edilen bu halk kendisine yaşatılanları asla unutmayacak, asla affetmeyecek. Kentte yaşanan elektrik, su, internet, kanalizasyon, yol, ulaşım gibi alt yapı ve üst yapı temelli sorunlar kurumlar tarafından sahiplenilmiyor ve ‘başka kurumların sorumluluğunda’ denilerek halk çaresiz bırakılıyor. Bu denli devasa sorunlar ortada dururken halen bu kent için Özel Afet Bölgesi ilan edilmemesinin özel bir sebebi var mı? Eğitimin, sağlığın, ulaşımın ve daha birçok alanın nitelikli, ulaşılabilir ve ücretsiz olması; üreticilerin ekonomik anlamda desteklenmesi, istihdamın sağlanması ve işsizliğin giderilmesi; kalıcı konutların hızlıca ama güvenli bir şekilde ücretsiz teslim edilmesi, esnafların desteklenmesi, kamu çalışanlarının maaşlarında iyileştirme yapılması gibi taleplerimizin karşılanması için devletin bu kente özel bir bütçe ayırması elzemdir. Bu kapsamda Hatay halkı olarak, Hatay’da yıkımın en ağır yaşandığı; Antakya, Defne, Samandağ, Kırıkhan, İskenderun ve Arsuz ilçeleri için Özel Afet Bölgesi ilan edilmesini talep ediyoruz. Raporumuzu hazırlarken katkı sunan Türk Tabipler Odası’na, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne, İnsan Hakları Derneği’ne, Deprem Mağdurları ve Kayıp Yakınları Dayanışma Derneği’ne, Hatay Dayanışma Kooperatifi’ne, Hatay Barosu’na, Eğitim Sen‘e ve dostlarımıza teşekkür ederiz.”