HABER MERKEZİ
Depremlerinin üzerinden altı aydan fazla bir süre geçti. Geçen altı aylık sürede Hatay’ da enkaz kaldırma, yıkım çalışmaları ve moloz dökümünün resmi bilgilere göre Aralık ayı sonuna kadar süreceği söyleniyor.
Bu arada enkazın arasında bolcu bulunduğu bilinen Asbest ve benzeri kimyasalların halk sağlığını nasıl etkileyeceği ve yaşam alanlarında nasıl bir tahribat yaratacağı ile ilgili farklı açıklamalar yapılıyor.
Bilindiği üzere geçtiğimiz ay Hatay Valiliği Hatay’da beş moloz düküm sahası, biri park ve biri konteyner kent olmak üzere yedi ayrı bölgeden aldığı numunelerde asbestin mevzuat standartlarının altında çıktığını açıklamıştı.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliğine bağlı (TMMOB) Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Dursun Kahraman Hatay özelinde hazırladıkları raporla Antakya ve Samandağ ilçesinde üç döküm sahası ve bir yerleşim yerinden olmak üzere toplam sekiz adet katı asbest numunesi analiz ettiklerini ve her iki örnekten birinde asbest tespit ettiklerini söylemişti.
ÇMO Yönetim Kurulu Başkanı Kahraman’ın Hatay ile ilgili değerlendirmelerinde “Türkiye, şu an asbestin etkilerinin uzun vadede görülmesine ‘güvenerek’ rahat davranıyor. Türkiye’nin asbestle ilgili mevzuatı esasen oldukça iyi; ancak uygulamaya baktığımızda mevzuatla örtüşmeyen faaliyetler yürütüldüğünü görüyoruz. İşin açıkçası, depremin ilk günlerinden itibaren kendi yasalarına dahi uymadılar ve uymamaya da devam ediyorlar. Halk sağlığı, ekosistem yok sayıldı. Sulak alanların yanına kurulan çadır kentlerle halk sağlığı, dere yataklarına dökülen molozlarla ekosistem bir kez daha zarar gördü. Molozlarda asbest dışında birçok kirletici madde var. Bunların mevzuata uygun ayrıştırılması yerine inşaat sektörüne tekrar geri kazandırılması gibi alenen kâr etmeye yönelik uygulamalarla karşı karşıya kaldık” dedi.
İÇİMİZ RAHAT OLSUN MU?
Valilik asbest yok demeye getirirken, Çevre Mühendisleri Odası başta olmak üzere birçok bilirkişi asbest tehlikesine dikkat çekiyor.
Bizlerin de aklına yıllar önce gerçekleşen Çernobil Nükleer Santrali patlaması sonrası yaşanan felaketin ardından Çernobil’den binlerce kilometre uzakta bulunan ülkeler dahi radyasyonun yıkıcı etkilerini tarım ve hayvancılık noktasında inceleyip önlemler alırken Türkiye’de ise kazadan sonra radyasyon bulutları Trakya ve Karadeniz’de gökyüzünü kaplamışken televizyona çıkıp “İçiniz rahat olsun” diyerek çayını içen Bakan ve o dönem toplumsal mücadelenin önde gelen ismi kanserden 33 yaşında hayatını kaybeden Kazım Koyuncu başta olmak üzere, kanserden hayatını kaybedenleri akıllara getirdi.