HABER MERKEZİ
Kapısının üstünde Magen David (altı köşeli yıldız) amblemi bulunan Antakya Sinagogu, bir zamanlar Roma Caddesi olarak anılan Kurtuluş Caddesi’nde, Fransız döneminde inşa edildiği söylenen sıra binaların arasındadır. Yaklaşık 200-250 yıl önce, Beyrut ve Halep’ten gelen yardımlar sayesinde inşa edildiği sanılmaktadır.
Kapısının üstünde Magen David (altı köşeli yıldız) amblemi bulunan Antakya Sinagogu, bir zamanlar Roma Caddesi olarak anılan Kurtuluş Caddesi’nde, Fransız döneminde inşa edildiği söylenen sıra binaların arasındadır. Yaklaşık 200-250 yıl önce, Beyrut ve Halep’ten gelen yardımlar sayesinde inşa edildiği sanılmaktadır. Midraş (küçük sinagog) kapısı üzerindeki “Bu ev rahmetli Yitshak Swid adına 5650 (1890) yılında yapılmıştır” yazılı kitabe bilinen en eski tarihi vermektedir.
Ehal (Tevrat rulolarının saklandığı dolap) yarım daire şeklinde dışa taşmaktadır. Teva (dua okuma kürsüsü) ortada, oturma yerleri duvar diplerindedir. Giriş ve çıkış kapılarının üzerinde asılı levhalarda “Burası Tanrı’nın Kapısıdır. Girişinde (Çıkışında) Mübarek Olasın” dileği okunmaktadır.
Neale, Buckingham ve Wellsted ise bize Antakya sinagogunun inşa edildiği tarihe yönelik ipuçları sunan seyyahlar. Buckingham’ın Antakya’dan geçtiği 1816’da Yahudiler hala bir evi sinagog olarak kullanmakta ve o evde ibadet etmekteydiler. Fakat Wellsted’in Antakya’da bulunduğu 1836-1838 yıllarında bir sinagog vardı. Seyyahların anıları ve Osmanlı İmparatorluğu kayıtları karşılaştırıldığında, Antakya sinagogunun 1830’larda inşa edildiği anlaşılıyor. Buradan Antakya’da yaşayan Yahudi cemaatinin 1760-1830 arasında kalabalıklaştığı ve sinagogun kurulması için yeterli mevcuda ulaştığını sonucu çıkarılabilir.
Burada bahsettiğim seyyahlar, Antakya’dan geçenlerden sadece birkaçıdır. Bıraktıkları seyahatnameler bize bir halkın sözlü kültürünü ve başka toplumlarla olan ilişkilerini anlamak için sadece resmi kayıtların yeterli olmadığını gösteriyor. Anıların ve seyahatnamelerin de tetkik edilmesi kültürü anlayışımızı daha da zenginleştirir. Farklı kaynaklar arasında yapılacak olan bir karşılaştırma, özellikle Osmanlı İmparatorluğu sınırları içerisinde yaşayan Yahudiler ile ilgili yepyeni bilgilerin ortaya çıkmasına yardımcı olacaktır. Mesela Antakya’da yaşayan Yahudilerin cam işçiliği ile uğraştığını 2000 yıl önce yaşamış bir tarihçi olan Josephus da belirtmiştir.