Ahhhh Antakyaaaam aaah!

Bizi o soğukta enkaz altında bırakmanızı hiç unutmayacağız!

Antakyalı olunca anlatacak çok şeyimiz var.

Nereden başlayacağınızı şaşırırsınız.

Deprem ve depremden çıkmış bir kent olmanın ne demek olduğunu en iyi biz biliriz!

Diğer kentlerde olan depremlerle bizim depremi kıyaslamaya kalkarsanız büyük bir hata yaparsınız. Çünkü bugüne kadar yeryüzünde olmuş hiçbir deprem bu kadar uzun sürmemişti. Düşünsenize 11 aydır her geçen gün daha da şiddetli sallayan bir deprem!

Terk edilmiş!

Ötekileştirilmiş!

Kaderine razı edilmiş!

Halen insan cesetlerinin, kafataslarının enkazdan ayıklandığı bir Antakya!

Ve tabi 11 ayı ekleyin buna. Tam 11 aydır bu acıyı yaşayan bir kent ve bu kentin yarısı göçmüş, zavallı hale düşürülmüş insanları…

Neyi anlatayım size ve aslında neyi anlatmayayım!

Halen insanların çadırlarda göçebe yaşamı sürdüğünü mü?

Kutu gibi konteynırlara sıkıştırılmış hayatları mı?

Halen bir koli su için saatlerce sıra bekleyen insanları mı?

Acı ve yalvaran gözlerle bir paket makarna isteyenleri mi?

Ayağında ki yırtık, dağılmış botuyla kuyruk beklerken göz yaşı döken babaları mı?

Yahu siz söyleyin neyi anlatalım size…

Antakya!

Ahhhh Antakyaaaam aaah!

Ben ve sen yani ikimiz Antakya;

4 gün boyunca enkaz altında bırakılacağımız nereden aklımıza gelebilirdi ki?

Kocaman 4 gün yetişemezler mi?

Yetişemediler Antakya’m yetişemediler!

Ve biz öldük!

Oracıkta bir küme enkazın altında son nefesimizi verdik!

Belki bugün aramızda olması muhtemel binlerce insan o ilk 4 gün enkaza arkadaş oldular. Bir daha hiçbir zaman gelmeyecekler. Aramızda olmayacaklar.

Ve bu sizin beceriksizliğiniz!

Beceriksizlik?

Yüreği yanan anne, baba, kardeşlere az gelir değil mi?

Evet az gelir; Kızmayın bana düzelteyim;

Bizi o soğukta enkaz altında bırakmanızı hiç unutmayacağız!

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir