Ağır başlı insan

Bir Turistik tesiste çalışıyordum. Geceye doğru evrilen saatte yorgunluktan havuzun kenarında bir masaya geçtim. Yan tarafta oturan gecenin son konukları…
Kalabalık bir aile …
Gitsinler de masaları kaldıralım artık. Sabah malum yüzme havuzu hazır olmalı. Havuz kenarındaki masalar kaldırılacak, şezlonglar dizilecek, havuza atılan çöp- peçete vs çıkarılacak. Havuz temizlenecek, ilaçlanacak vs….
İçimden şu son kalan kalabalık aile bir an önce kalksa da işimizi erken bitirsek diyorum. Belli ki Almanya’da yaşıyorlardı. “Almanya’nın şu şehrine gittim. Orası güzel, şurası muhteşem, her yeri olağanüstü vs. vs….
Almanya’da yaşayan komşuları şöyle, Almanya’daki akrabaları böyle….. Kim kimi aldatmış kimin arabası hangi model? Kim ne kadar kazanıyor? Kendi aralarında bir incir çekirdeğini doldurmayacak dedikodular vesaire….. Birisi değerlendirme yapıyor….. Efendim memlekete geldik iyiyiz. Bu turistik tesiste yiyoruz, içiyoruz, eğleniyoruz ama büfedeki o adamın tostları aklımda kaldı. Çok lezzetliydi be …. Ja ja (Evet evet) çok lezzetliydi de adam çok ağırdı be amca….
Biz havuzdan çıkıp kuzenlerle beraber sizlere de tost söyleyince Mann wurde sauer auf uns….(Adam bize kızdı. ) Ama belli etmedi.
Tostlarımızın geç gelmesinden anladım. Her neyse tostu sevmişler de adama kıcık olmuşlar…. Neyse ki havuz başındaki ressamı izlemişler de moralleri yerine gelmiş….. Yaşamak istedikleri yeri resmediyormuş. Çok güzel tabloları varmış.
Ressama bir resim siparişi verecekmiş de 2 gün içinde bitmezse diye düşünüp vazgeçmişmiş…. Anlayacağın büfedeki tostu yapan adam gibi bu ressamın da eli çok ağırmış. İçlerinden birisi yemeği beğenmeyip öğlen yediği tost olsa daha çok mutlu olacakmış ta adamdan kıcık olmuş… İnceden bir küfür savurup, yediği tostu övmeye devam etti. “Akşam yemeği sonrasında sahneye çıkan o sanatçı kim tanıyamadım.” Dedi birisi….
Belki de düğünlerde saz çalan birisidir. “Olsun bizi mest etti.” Dedi diğeri…. Güzel çalıp, güzel söylemiş…. Ama ünlü değilmiş…. Bir de çaldığı bazı türküler çok ağırmış…. Tıpkı o tostçu amca, hatta ressam abi gibi ağırdı….
Gerçekte benim elim ağır değildir…..
17 tostu birden istemenize rağmen Ben tostu lezzetli yapmak için, sucuğun kendi yağında pişmesini, pişerken o kendi sıcaklığında üzerine koyduğum kaşarın erimesini ve ekmeğin de kızarmasını beklemek durumundaydım.
Yoksa lezziti olmaz…..
Resim çizerken de hayallerinizi gerçeğe renklerle dönüştürmeye çalışıyorum.
Bu çabam sabırla karşılanmalıdır. Ve saygı duyulmalıdır. Bağlama çalıp türkü söylerken de ortamın gerektirdiği melodileri çalmam daha uygun olur. Anlayacağınız tost yaparken de resim çizerken de bağlama çalıp, türkü söylerken de ben yüreğimin sesini dinleyen bir insanım.
Ağır değilim ama ağır başlıyım…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir