Adam gibi biri

Haluk Işık adı sanatla ilgilenenler için hiç de yabancı olmayan önemli bir isim. Devlet Tiyatrolarının önemli bir kişisi. Birbirinden güzel yazdığı onlarca oyun, tiyatro arşivimizin birer baş yapıtıdır. Haluk Işık aynı zamanda da dostumdur. Yıllar öncesine dayanan dostluk gittikçe de güzelleşiyor. Öncelikle oyunlarını çok sevdiğim için dostumdur. Bu yönüyle tiyatroya gönül vermiş tüm insanların da dostudur. Adam gibi bir insan olduğundan ayrıca değeri bir başkadır. Dürüsttür, insanlara yardımcı olmayı sever, şöhret onun gözlerini kamaştırmamıştır. İki satır yazıp da yalancı pehlivanlar gibi ortalıkta dolaşmaz. Edebiyatın gerçek insanıdır. Ayak oyunlarıyla, edebi zübüklükle, edebiyat değnekçiliğiyle uğraşmaz, uğraşanlara da pek değer vermez.

Bir ara milli eğitim kültür bölümünde tiyatro danışmanlığı yaptı. Okullarda tiyatro niyetine sunulan İbiş, Memiş muhabbetine son verdi. Adam gibi oyunlarla buluştu öğrenciler. On sayfalık oyun için yirmi sayfalık raporlar yazdığına tanık oldum. Bizler de onun sayesinde çok şeyler öğrendik. Kolejde çalıştığım yıllarda okulumuzda oyun sahnelerken oyun sahnelemenin ne olduğunu ondan öğrendik.

Çocuklar için yazdığı oyunlara bile giderdim. O alanda yazan biri olarak çok da işime yarıyordu. Aradan yıllar geçti, şimdi bile oyunları sahneleniyorsa, oyunun başarısıdır bu. Televizyona da senaryolar yazdı. İşin içine yozlaşma girince uzaklaştı o alandan.

Bir dönemde İzmir Büyükşehir Belediyesi kültür danışmanı olarak görev yaptı. Danışmandan danışmana fark vardır. Kimileri adres belli olsun, der. Kimileri sanata yakışmayan özlemler peşindedirler. Tüm bu olumsuzlukları düşününce Haluk bir güneş gibi insanın gözünü alıyor, bulunduğu makamı fazlasıyla hak ediyordu.

İlk günkü gibi, adıyla İzmirli ile buluşan gösterinin ardında Haluk Işık vardı. Kendisine Kent Arşivi Müzesi Oktay Gökdemir katkıda bulunmuştu.

Konunun uzmanı kişilere her ayın ilk Salı günü söyleşiler yaptırırdı. Bizler de Kentin Mizahı’nı konuşurduk. İşin içinde mizah olunca gelen konukları güldürmek de işimizdi. Yaşadıklarımız, gözümüzden kaçmayan olaylarla süslenen söyleşide, gelen tüm insanlar gülerek salondan ayrılırlardı. Bizi o söyleşide yöneten Haluk Işık’tı. Bizim anlattıklarımızdan o da geri kalmazdı. Anlattıklarıyla programa renk katardı.

İşin İçinde Haluk Işık varsa olmayacak olan olur, yapılamayacak olan yapılır. İşini seviyor, sevdiği için de en güzelini yapmaya özen gösteriyor.

İşte bu yüreği güzel insanı tanıyın istedim. Dev gibi cüssesiyle bazen çocuktan daha çocuktur. İçindeki çocuk canlı olduğundan, çocuk sevimliliği eksik olmaz yüzünden. Yüreği her zaman bayram yeridir. O yüreğe dünyayı sığdırır. Gülmeyi sever, gülmeyi de çok sever. Gülmenin insanı insan yapan bir özellik olduğunun farkındadır. Sohbetine doyum olmaz. O sohbetlerde neler konuşulur neler… Çok şeyler öğreniriz. Güzelliğin doruklarında dolaşır, masmavi enginlerde yelken açarız. Bulut oluruz, kuş kanatlarında evreni gezeriz.

Haksızlıklara boyun eğmez, ilkelerinden de ödün vermez. Bildiği yolda gider. Engeller onu yıldıramaz. Çağdaştır, laiktir, uygarlıktan yanadır. Atatürk’ten alır gücünü. Bu ve buna benzer özellikleriyle çoğu kişiden ayrılır. Bir modeldir gönül gözü açık olan. Adam gibi biridir, gerçek adamdan anlayana…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir