Kara gecenin üzerinden 2 Sene yani 730 gün geçti…
Ama acılar aynı…
Saat ve tarih 06.02.2023, 04:17’de bizim için durdu…
Büyük bir uğultu, ardından gelen inşaatların yıkım sesleri, feryatlar ve “yardım edin”, “Sesimi duyan var mı?” çığlıkları. Ne olduğunu anlamlandıramayan yüzler. Sevdikleri enkaz altında kalan çaresiz insanlar. Savaş alanı gibi Antakya…
Hafızamızdan hiç silinmedi…
***
Hatay, bir yanda yıkım bir yanda yapım ile 730 gün geçirdi…
Şehir bize yabancı biz şehre yabancıyız. Kadim şehir, tarih kokan şehir koca bir şantiye alanı artık. Her yer de inşaat ve yükselen binalar var. Kimse gittiği sokakların neresi olduğunu bilmiyor.
Yeni bir şehir kuruluyor kuruluyor ama sanki Hatay değil gibi hissi var herkesin yüreğinde…
Herkesin dilinde geçmişe olan özlemi…
Böyle geçiyor günler Hatay’da…
Hayat devam ediyormuş gibi yapıyor insanlar. İçlerinde oluşan o acıyı bastırarak…
Herkes elinden geleni yapmaya ve şehri yeniden diriltmeye çabalıyor. Elinden bir şey gelmeyen de şehrin tozuna, çamuruna, tüm olumsuzluklarına katlanıp şehri terk etmeyerek “Belki faydam olur” diye bekliyor.
Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak ama bir nebze de olsa umutla her şey daha güzel olacak diye koşturmaca var…
***
Her Şubat ayında Hatay kefen giyiyor…
Hiçbir Hataylı şubat ayını sevmiyor….
Bize Hep; Acıyı, korkuyu, çaresizliği ve ölümü hatırlatıyor bu ay. Bizden aldıklarını ve bir daha geri vermediklerini hatırlatıyor…
Ve yine geldi şubat ayı…
Yine herkesin gözü yaşlı, herkes dalgın, içlerinde o günü yaşıyor sanki…
Hani zaman her şeyin ilacıydı?
Bize ilaç olmadı…
06.02.2023, 04:17’de bizim için Saat ve tarih durdu…
Bir daha hiç ilerlemedi…