‘Dinamit’ Cümleler

Erkek adam pembe giymez.

Matematik yapamıyorum, demek ki zeki değilim.

Erkek adam ağlamaz.

Kadın dediğin yemek yapar, evi temizler.

Çok okuyan kızı kimse istemez.

Erkeğin çok parası olmalı.

Patronun ne derse hoş görmeli.

Özür dilersem güçsüz görünürüm.

Arkadaşımdan bir şey istersem beni çıkarcı bulur.

Başarılı olmazsam babam beni sevmez.

Pahalı hediye alırsa seviyordur.

Bakımlı olursam ve pahalı giyinirsem bana saygı artar.

Gece geç saatte kızın sokakta işi ne?

Ne kadar uslu bir çocuk, hiç itiraz etmiyor?

Açık giyen kadın aranıyordur.

İçki içiyor demek ki namaz kılmıyor.

…. lı insanlar paraya tapar,….. lı kızlar oynak olur,……..lı insanlar kavgaşör olur..

Bu ve bunun gibi onlarca yorum bize ailemiz ve çevremiz tarafından bir şekilde empoze edildi. Sanki doğrular bunlarmış gibi geldi.

Bunları duya duya otomatikleşti bu düşünceler. Artık duyum olmaktan çıktı bu cümleler, gerçeğimiz oldu.

Bebeklikten itibaren çocuk temaslar ve bakım vermeye göre kendisini değerler. İlgi ve bağlanma sağlıklıysa hayatı güvenilir, kendini değerli, yeterli görür. Yok tersi ise yetersiz, değersiz, çaresiz, başarısız vb. Görür. Çevreden duyumlarla bu şemalar kemikleşir. Değersizlik şeması olan çocuk bir de okulda başarılı değilse toplum bu çocuk okumaz der ve artık sınav görür görmez zaten yapamam ben düşüncesi gelir aklına.

Genelleme, mantığa bürüme, olumsuzu filtreleme, kişiselleştirme, ya hep ya hiç düşüncesi, akıl okuma, falcılık yapma… Bunlar birer bilişsel çarpıtmadır. Bunlar aynı yağmurlu yolda arabanın ön camındaki buğu ve yağmur taneleri gibidir. Onlardan kurtuldukça görüş mesafeniz ve kaliteniz artacaktır..

Çocukların yarın neye dönüşeceklerinden korkuyoruz, ama onların bugün de birer birey olduklarını unutuyoruz.”

Stacia Tauscher

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir