Çocuklar; gözümüzün nuru, canımızdan bir parça, geleceğimiz, adımızı yaşatacak izdüşümlerimiz. Ama çocuklarımızı bu kadar severken ve anlam yüklerken bir şeyleri yanlış yapıyoruz.
Çevremde gördüğüm ve belki de sizlerin de payınıza düşeni alacağınız birkaç gözlemimi yazmak istiyorum.
Çocuklar, sözlerden çok davranışları dikkate alır. Telefonla oynama, tv’yi kapat, kitap oku! Sözlerinin etkili olması için sizin de bunları yapmanız lazım.
Çocukların yerine ‘yapabileceği bir işi’ sizin yapmanız demek, onu acizliğe, tembelliğe iter. Zamanla her şeyi sizden istemeye başlar.
Bir şeyleri ödülle yaptırmak ya da cezayla söndürmek sadece menfaatçi kişilikler oluşturur.Bunun yerine değişik zamanlarda çabasını pekiştirin ve sözel ödülleri ve temas ödüllerini de kullanmayı unutmayın.
Çocukları arkadaşlarından, teknolojiden, hobilerinden alıkoymak değil sınırlandırmak gerekli.
Çocuğa bir şeyi öğretmek için bağırmayı kullanmamalı. Böyle yapınca özgüvenini, girişkenliğini, özsaygısını zedelersiniz.
Arkadaşları, öğretmenleri, akranları, akrabalarıyla her çatışmasına müdahil olmayın. Yol gösterin, kendinizden örnekler verin, motive edin..
Erkek adam ağlamaz, erkek adam pembe mi giyer, sen de geri vursaydın, kız çocuğu top mu oynar, ne bu erkek gibi giyiniyorsun, bu cinsiyetçi cümlelerden uzak durun.
Çocukları azarlamak ya da şiddet göstermek sorunu sadece anlık çözer ve davranışta değişiklik kazandırmaz çocukta sadece ‘ kızar, döver o kadar.’ düşüncesi oluşturur.
Nasihat yerine ‘neden yapmaması gerektiğini örneklerle açıklamak, kendi hayatından anılar paylaşmak’ çok daha etkili.
Sadece ihtiyaçlarını karşılamak yetmez, beraber zaman geçirmek, dertlerini dinlemek, ailecek yemek yemek, beraber film izlemek, desteklemek, gerekirse beraber ders çalışmak da gerek.
Çocuklardan mükemmel beklenmemeli. En iyi not, en başarılı ödev, en güzel resim… Bu sadece kaygısını artırır.
Kıyaslama çocuğa hırs aşılar, kendi olmasını engeller.
Çocukların her istediği de yapılmamalı, hayır denmeli duruma göre ama bu yapılırken nedenleriyle, empati göstererek söylenmeli.
Kavramların temeli de ailede atılır. O yüzden saygı, hoşgörü, merhamet, iletişim, öfke yönetimi gösterirken bir çırak yetiştirdiğinizi unutmayın..
Çocuğumun keşkeleri az olsun diyorsanız, hata yapmasına izin verin.
Doğan Cüceloğlu
Çocukları adam yerine koymayan aileden adam zor yetişir.
Doğan Cüceloğlu
“Çocuğunuzla arkadaş değil anne baba olun. Arkadaşlıkta eşitlik vardır oysa siz onunla eşit değilsiniz, anne babasınız. Etkili anne baba olun, onu dinleyin, nasihatçi değil, refakatçi olun. Çocuğunuzun hayatı boyunca pek çok arkadaşı olacak. Bırakın bir tane anne ve babası olsun.”
Üstün DÖKMEN