Delirdim. Bu hayatın normaliyle baş edemedim, delirdim. Geçirdim huniyi kafama. Sınırları belirlenmiş aklın varlığını inkâr ettim. Normunuzu dayatıp burnunuzu soktuğunuz hayatıma ben böyle isyan ettim. Bu kadar yükü, kiri, lekeyi, derdi taşımaktansa temiz delirdim. Üstüme üstüme gelmeyin artık. İç dünyamın rengarenk kavgalarını yatıştırıp beni uyuşturmayın. ’’Bu da böyle bir deli işte’’ deyip geçin, gizimi soruşturmayın. Dünya dönüyormuş, hayat geçiyormuş, insan büyüyormuş, ölüm geliyormuş bana ne? Uydurulmuş güzel şarkılarım, kendimle önemli konuşmalarım, taşkın duygularım, sessiz çığlıklarım var benim.
Ben delirdim, evet! Siz nasılsınız peki akıllılar? Bu delirmiş düzenin içinde hangi akla hizmet ediyorsunuz? Aynalarınız hakkınızda doğruları söylüyor mu örneğin? Ben neredeyim, ben neredenim, ben kimim diye sorduğunuz olmuyor mu sizin de? Dalıp gittiğinizde hangi evrendesiniz örneğin? Siz kimsiniz? Çok mu normalsiniz? Normal akan bir dereye kapılıp gidenlerden misiniz? Ben bir taş attım sadece. Kırk akıllının fikrini merak ediyorum. “Deli diyorlar bana, desinler değişemem” şarkısıyla dolaşıyorum bu anda.
Beni kendinize benzetmeye çalışmayın, değişemem. Deliliğimin derinliğinde saklanan, gizli gizli sızlayan yara izlerim bulunmazsa sizinle dertleşemem. Öfkemdeki acıyı, korkumdaki anıyı, deliliğimdeki aklı anlamazsanız yanınızdan geçemem.
Bana deli diyorsunuz ya! Ben kendime ‘’insan’’ derdim, ‘’bir’’ derdim, ‘’yaralı’’ derdim, ‘’çocuktur’’ derdim. Belki sizin bilemeyeceğiniz bir gizli isim verirdim. Siz aklınızı bir kenara bırakırsanız kendinize ne derdiniz? Siz ne derseniz deyiniz. Benim gizli bir bildiğim var…
Benden de gizli…Peki ya sizin?