Yazar: Ruhan Odabaş

— “Bir millet sanattan ve sanatkardan mahrumsa tam bir hayata malik olamaz. Böyle bir millet bir ayağı topal, bir kolu çolak, sakat ve alil

Çok yakın zamanda yitirdiğimiz, Türk tiyatrosunun usta isimlerinden Ferhan Şensoy anlatıyor; ““Şans Kapıyı Kırınca” filminin çekimleri için Küba‘ya gitmiştik. Bir gün Fidel Castro tarafından

“Charles Plumb” adını duydunuz mu? Ben de duymamıştım. ABD’nin Vietnam’daki o kirli saldırılarına katılmış, ABD Hava Harp Okulu mezunu bir pilotmuş. Vietnam saldırısı sırasında

Sıkıştıklarında; “Kalem sizin elinizde, köşeniz de var. Asarsınız da, kesersiniz de!..” derler. Öyle midir gerçekten de?.. Aklı başında, mesleğini özümsemiş bir gazeteci böyle düşünebilir,

Tarih 1924 yılının ilkbaharıdır. Erzurum ve Pasinler’de büyük bir deprem yaşanır, birçok köyde evler yıkılır, bölge insanı oldukça sıkıntılı günler geçirir. Cumhuriyetin ilk yıllarıdır.

Bu fıstık, argoda bilinen “fıstık” değil. Basbayağı, topraktan yetişen, keyifle yediğimiz, çokça faydası da olan fıstık. Neden tüpe koymuşlar fıstığı!.. Deney yapmışlar. Hem de

Dünyanın en rahat yaşanan ülkesi neresidir? Sorunun yanıtı birden fazla olabilir. Bir de, kişiye göre değişebilir rahatlık anlayışı. Biri sandalyede, bir başkası koltukta rahat

Yıl 1901…  İstanbul’da, Pangaltı’da bir koltuk meyhanesi… Genç bir harbiye öğrencisi arada bir gelir, iki tek rakı içer ve giderken meyhanenin sahibine bağırır; “Barba param

Cumhurbaşkanı olmaya gerek yok… Başbakan olmaya gerek yok… Bakan olmaya gerek yok… Milletvekili olmaya gerek yok… Müsteşar olmaya gerek yok… Diplomat olmaya gerek yok…

Nedir zekâ?.. Zor bir sorudur. Böyle bir soruya binlerce yanıt bulabilirsiniz. Yaşayan ne kadar insan varsa o kadar tanım da yapılabilir. Bırakın insanı, hayvanların