Kimi tarlada çalışır bedenen yorulur ama çok mutludur, kimisi ise dünyayı gezer yorulur ama mutsuzdur.
Yani fiziksel değil de ruhsal yorgunluk asıl sorunumuz.
Bir makalede okumuştum “Yorgunum!” diyenlerin en az dörtte üçü bedenen değil ruhen yorgun kişiler olarak belirlenmiş.
Çünkü yorulmak sadece fiziksel olmaz, ayrıca ruhen de insan yorulur…
Ruh yorgunluğu öyle “biraz uzanayım, uyuyayım, dinleneyim” ile de geçmez…
Bu yorgunluk en çok yürekte, hayallerde ve umutlarda olur.
Yorgunuz işte (!)
***
Kolay değil 6 Şubat 2023 tarihinden sonra hayatımızda normal giden tek bir olay yaşamdık. Bu koşullar altında hala gülüyor ve mücadele ediyor olmak bence mucize.
%90’ı yıkılmış bir şehir, kafanı nereye çevirsen yeniden yükselen binalar, yepyeni bir düzen. Aslında her şey çok tanıdık ama yabancı. Her yer toz, toprak içinde; Elektrik yok denecek kadar az, Su ayrı bir mevzu. Tanıdık yüzler yok, sadece yüzler değil tanıdık tek bir beton parçası bile yok. Hepsi yabancı. Öyle bir durum işte…
Bu koşullarda insan nasıl yorgun olmaz ki…
Ve bütün bu olumsuzluklara rağmen güçlü görünüp yaşamaya devam etme zorluğu. Güçlü durma zorluğu.
Sadece kendi şehrinle ya da kişisel hayatınla sınırlı kalsa yine insan belki katlanılır. Ama ya Ülkede ve hatta dünyada olan onca savaş ve kaos. Koltuk savaşları,
Masum canlar!
Yarım kalan bebeklerin ve çocukların hayatı.
Bunlara rağmen hala nefes almak gerçekten artık kolay değil.
Siyaset ayrı bir yorgunluk, yaşamak ayrı bir yorgunluk. Bu dünyada şu anda gerçekten insan olmak ayrı bir yorgunluk. Ve evet ben bu koşullarda yoruldum… Bedenen değil ama ruhen çok yoruldum…