Ben iyi değilim. Kendi dünyamın içinde tanımadığım karanlık bir yerdeyim bu ara. Ne zamandır üstüme üstüme yürüyen bu evdeyim. Boşluğumda sallanıyorum. Kurtulmanın bir yolu varsa da bugünlerde yola çıkacak halim yok. Kendime yoktan umut pazarlamaya mecalim yok. Hayata yeniden sarılmayı denesem kollarım tutmuyor.
Şimdi ben bu defa kötü olduğumu kabul etmek istiyorum. Yalancı bir iyilikle kalabalıklara karışacağıma beni neyin bu kadar kötüleştirdiğini içimde duymak istiyorum. Benden bunu beklemiyorlarmış biliyor musunuz? Yaşam enerjime, dik duruşuma, neşeme, yaşıma başıma, yakışmıyormuş bu hallerim. Bana yakıştırdıkları roller görünmüyor diye herkes şaşkın.
‘’Toparlan artık insan içine çık biraz.’’ dedi biri geçen gün. İçimdeki enkazın ortasında kalabalıkları ağırlamamı istedi benden. ’’Güçlü ol, biz seni böyle görmeye alışık değiliz.’’ dedi bir başkası, aklımın bu sert fırtınasına yumruk atmamı bekliyor galiba. Ölmemişim, sağlıklıymışım, iyiymişim aslında.
Duygularımın da yaralanabileceğini, anılarımın da sakatlanabileceğini, hayallerimin de ölebileceğini görmüyorlar sanırsam Sevgili Şapşiğim. Anlamayana anlatmaktan sıkıldım artık, o sosyal maskelerime saklanmaktan, o ezber nezaketlerime sıkışmaktan yoruldum.
Ben sadece susmak istedim bu ara ben bu aralar biraz yıkılayım diyorum, benim buna da hakkım var sanki. Yüzleşmezsem kurtulamam, bitirmeden başlayamam eski yaralarımı, acımın kaynağını, inandığım yalanlarımı biraz yakından göreyim bu ara. Kalanların yüklerini, gidenlerin acısını göğsümde hissedeyim. Sonra hazır olunca kendimden bir ben doğurayım zamanla. İyi değilim! Yaşamazsam geçmeyeceğini biliyorum ve bu aralar kötü olduğumu kabul ediyorum.
Peki ya siz?