Ekonomi elbette birinci sırada. Bir emeklinin 12 bin lira ile yaşamaya mahkûm edilmesi tabi ki konuşulması gereken bir konu. Asgari ücretlinin 17 bin liraya talim etmesi de böyle…
Bugün açlık sınırının çok daha altında yaşam mücadelesi veren milyonlar var. Bu gündemin birinci maddesi olmalı. Her gün ama her gün tartışılı ve gündemin birinci sırasından hiç düşürülmemelidir.
Yoksulluk…
Yolsuzluk…
Sığınmacı sorunu…
Kadın, çocuk hatta bebek cinayetleri…
Bu ve benzeri birçok sorun varken birileri Kurultay derdinde!
Kişisel ikbal peşinde koşuyorlar ve bu kulvarda koşanlardan umut devşirmek mümkün değildir!
AK Parti Hükümeti bugün için bulunduğu ve bulunabileceği en güçsüz durumu yaşıyor. Halkın büyük bir bölümü AK Partiyi cezalandırmak üzere sana oy verdi. Bu senin başarın falan değil. Türkiye’nin yarısından fazlasının oy vermesiyle övünüp duruyorsunuz. Ancak işin gerçeği bu değil. AK Partiye kızanlar sana oy verdi. Emanetçi oy yani. Baktılar olmuyor yarın hepsi başka yerlere kanalize olurlar. Bunu en az benim kadar sen de biliyorsun!
*
Biraz da Hatay’dan söz edelim.
Depremin üzerinden 2 yıla yakın bir süre geçti.
Bolca konut yapılıyor.
Konut ama. Sadece konut.
Yollar toz toprak ve devasa çukurlarla dolu…
Elektrik hikayesi bir türlü sonlandırılamıyor.
İnternet varla yok arasında…
İnşaat atıkları, moloz her yere savrulmuş ve onlar sadece seyrediyor.
Trafik cinnet getirtecek cinsten.
Eğitim, sağlık yerlerde sürünüyor…
Parmağımın her birine bir tane milletvekili düşüyor.
Hepsi değil ama çoğu bir şeyler yapmaktan uzak bir yaşam şekli tercih etmiş.
Makam odaları, makam odalarının sağında, solunda, yanında, arkasında onlarca başka odalar. O odaları dolduran hatta oturacak sandalyesi olmadığı için kalorifer peteklerinde çekirdek çıtlatanlar…
Kahve, çay, yemek derken hadi akşam oldu eve gidelim tarzında güya çalışanlar…
Vida gevşemiş iyice!