Merak Uyandıran Bir Bitki: Yalancı Portakal Ağacı

 

HABER MERKEZİ

Hatay sınırları içerisinde bulunan endemik bitki türleri ilgili yaptığı araştırmalar ile bilinen Antakya Doğa Sanat ve Turizm Derneği Başkanı Dr. Biyolog Samim Kayıkçı, Yalancı Portakal Ağacı ile ilgili bilgilendirme yazısı hazırladı.

Hazırladığı yazıda Antakya Doğa Sanat ve Turizm Derneği Başkanı Dr. Biyolog Samim Kayıkçı, “Bilimsel adı “Maclura pomifera” olan yalancı portakal ağacı, Dutgiller (Moraceae) ailesine ait, 20 metreye kadar boylanabilen bir ağaç türüdür. Kuzey Amerika kökenli olan bitki dünyanın pek çok yerinde doğallaşmıştır. Büyük yeşil renkli meyveleri vardır ve bu meyveler yenmez. Meyveler kesilince bir süt (latex) akar. Bu süt tahriş edicidir. Kuraklığa ve rüzgâra çok dayanıklı bir ağaçtır. Birçok farklı iklim ve toprak koşullarında rahatlıkla adapte olur. Ülkemizde bitki halk arasında yalancı portakal, ayı dutu, at elması, ayı elması ve çit elması isimleriyle bilinmektedir. Yalancı portakal ağacının ahşabı, Amerika’da 1800’lü yıllarda, at arabaları için göbek ve tekerlek jantları, maden destek keresteleri, direkler ve çürüme direncinin önemli olduğu birçok alanda kullanılmıştır. Bu dönemde önemli bir rüzgâr kesici çit bitkisi olarak kullanılan ağaç zamanla dünyanın pek çok ülkesinde süs bitkisi olarak kullanılagelmiştir. Kızılderililer yay yapımında kullanmışlardır. Günümüzde Hintliler sert ahşap, yay ve mobilya yapmak için kullanmaktadırlar. Kuzey Amerikan’ın yerli halkı Komançiler tarafından bitkinin köklerinin kaynatılmasıyla elde edilen sıvının göz ağrılarının tedavisinde kullanıldığı raporlanmıştır. Bolivya’da bitkinin özsuyunun diş ağrılarının tedavisinde kullanıldığı, yaprak ve kabuklarının rahim kanaması tedavisinde kullanıldığı rapor edilmiştir. Yalancı Portakalın kimyasal içeriğinin belirlenmesiyle ilgili birçok bilimsel çalışma yapılmıştır. Bu çalışmalarda bitkinin pek çok önemli kimyasal madde ihtiva ettiği rapor edilmiştir. Örneğin bitkinin meyvelerinden elde edilen uçucu yağda dodecanal (9.05%), eugenol (8.36%) ve α-humulene gibi kozmetik ve eczacılıkta kullanılan kimyasallar bulunmaktadır. Bitkinin antibakteriyal, antifungal, antiviral, antitümör, antimalariyal, antioksidan ve anti aging (yaşlanma karşıtı) aktiviteye sahip olduğu raporlanmıştır. Ülkemizde yerel halk tarafından kireçlenme ve romatizma gibi hastalıklardan kaynaklanan ağrıların tedavisinde kullanıldığı rapor edilmiştir. Fakat bu konuda yeterli bilimsel rapor bulunmamaktadır. Aslında Kuzey Amerika kökenli olan ve dünyanın pek çok ülkesinde süs bitkisi olarak kullanılmak amacıyla taşınan ve doğallaşan yalancı portakal ağacına ülkemizin pek çok şehrinde rastlamak mümkündür. Konu ile ilgili yapılmış bilimsel literatür tarandığında, bitkinin birkaç tıbbi kullanımı dışında genel olarak sert ve dayanıklı kerestesi için ve çit bitkisi olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır. Bununla birlikte güncel bilimsel çalışmalarda bitkinin sahip olduğu özel kimyasal içerik sayesinde pek çok hastalığın tedavisinde büyük bir potansiyeli olduğu raporlanmıştır. Günümüzde, özellikle sosyal medya hesaplarında, bilimsel açıdan hiçbir geçerliliği olmayan pek çok yalan yanlış bilgi dolaşıma sokulmaktadır. Bu yanlış bilgiler insan sağlığını ve hayatını tehlikeye atmaktadır. Bu nedenle halk olarak bu konuda çok dikkatli olmamız gerekmektedir. Geleneksel halk tıbbında bir bitkisel kullanımın güvenilir olabilmesi için çok uzun bir süre zarfında denenmiş olması ve elde edilen bu bilgilerin aktarılmış olması son derece önemlidir. Unutmamak gerekiyor ki bitkilerin şifalı olduğu kadar zarar verici hatta öldürücü etkileri de vardır. Dolayısıyla şifa niyetine kullanılan tüm bitkiler ve kullanım şekilleri bu konuda uzmanlaşmış bilim insanları (botanikçi, eczacı, doktor vb.) danışılmadan denenmemelidir. Sağlıkla kalın” ifadelerine yer verdi.

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir