İnsanların vefaları sana değil, sana olan ihtiyaçlarındandır. İhtiyaçları bitince vefaları da biter. Bu gerçeği hayatımın son birkaç yılında defalarca kere yaşamama rağmen ben vefa göstermeye devam etmekte ısrarcı oldum. Doğru yolu bulmuş yakın çevremde ki herkes bu huyumdan vazgeçmem gerektiğini söyler. Hatta Psikolog olan amcam benim tedaviye ihtiyacım olduğunu bana defalarca kere söyledi. HAYIR demenin dayanılmaz hafifliğini mutlaka yaşamam gerektiğini anlattı. O an için söylediklerinin büyük bir kısmını doğru bulsam da uygulama konusunda başarılı olamadım. Sahip olduğum yaşam tarzı ve önemlisi sıkı sıkıya bağlı olduğum inancım buna müsaade etmedi. Sana ihtiyaçları varken insanlara ‘HAYIR demenin bencillikle eşit olduğunu düşünürüm. Sana sevgiyle hatta güven vererek yaklaşan birinin, seni öylece umursamadan ortada bırakabileceğini düşünemedim. Ancak ne yazık ki benim gerçeklerimle yaşam gerçeklerinin örtüşmediğini çok geç öğrendim. Öğrendiğim zaman artık her şey geçmişti. Yapabileceğim çok şey yoktu. Beni güya sevenler her gün benden bir parça alarak beni tüketmişlerdi. Sevinçlerimden, özlemlerimden, hasretimden sevdamdan, saflığımdan kopardıkları her parça etin canımı çok acıttığını ancak bugün duyumsuyorum. Düne dair ne varsa beni içten içe kemiriyor. Acı duyuyorum. Kalbimin sıkıştığını, nefesimin daraldığını hissediyorum. Bu acı ve içimde biriktirdiğim anlamsız boşluk daha ne kadar büyür bilmiyorum ama o boşluğun benim sonum olmasından korkuyorum. Sitemim özellikle sana değil, sana da değil ve sana da değil. Zaten bu saatten sonra sitem etmem canımı biraz daha acıtmaktan başka bir işe yaramaz da. Kendimi içimde biriktirdiğim o anlamsız boşluğun içine hapsettim. Havasız ve duygulardan uzak bir yer. Hissedemiyorum. Duymuyorum, görmüyorum. Etimden kopardığınız parçalar acıtmıyor artık canımı. O boşluğun içinde bir bu yana bir o yana savruluyorum kafamı çarptığımda oluyor ama eskisi gibi acı duymuyorum.
Gözlerim yaşlı ama ağlamıyorum,
Hasret duyuyorum ama özlemiyorum,
Öfkem büyük ama kızmıyorum,
Dalıyorum uzaklara, anılara, yeminlere ve verilmiş binlerce sözlere…
İnsanların vefaları sana değil, sana olan ihtiyaçlarındandır. İhtiyaçları bitince vefaları da biter. Yaşamımın son birkaç yılını özetleyen bu bir kaç cümle ile baş başa bırakın beni. İnsanlara güven duymamayı öğreneyim. Sevdanın, sadakatin, özlem ve gülen gözlerin bir gün ansızın hoyratça gidebileceğini bırak ta kendime anlatabileyim…
Yalnızlığın dayanılmaz ağırlığını,
Sevmemeyi,
Özlememeyi,
Kin duymayı, nefret etmeyi, canım istediğinde çekip gitmeyi bırak öğreneyim.
Güvenmekten ve güvenilir olmaktan uzak yenidünyamda bırak beni…