HABER MERKEZİ
CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara, Erzincan İliç’te yaşanan maden faciasına ilişkin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın cevaplamasıyla istemiyle soru önergesi verdi.
Soru önergesinin gerekçesinde teknik incelemelerin ne derece yapıldığının paylaşılması gerektiğini vurgulayan Yıldırım Kara, “Erzincan İliç’te, Anagold Madencilik tarafından işletilen Çöpler bölgesindeki madencilik faaliyetlerinin sebep olduğu afet Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın ve ilgili kuruluşların ÇED ve sonraki süreçlerdeki ihmalkarlığını gözler önüne sermektedir. Şirketin faaliyete başladığı 2008 yılından itibaren birçok meslek odası, çevre derneği ve gönüllü avukatlar verilen ÇED Olumlu ve ÇED Gerekli Değildir kararlarına itiraz etmişler, yaşanması potansiyel felaketleri işaret etmişlerdir. Bunun karşılığında ise başta Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olmak üzere birçok kurum ve yerel mahkemeler tüm itiraz mekanizmalarını tıkamışlardır. Yaşanan felaketi ardından siyanür ile kurşun, kadmiyum, çinko, bakır ve cıva gibi birçok ağır metalin doğaya karışması söz konusudur. Fırat Nehri doğrudan afetin etki bölgesinde kalmakla beraber çevredeki tüm ekosistem tehdit altındadır. Bu yüzden Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın bugüne kadar hangi denetimlerde bulunduğu, teknik incelemeleri ne ölçüde yerine getirdiği kamuoyu tarafından merak edilmektedir” dedi.
Nermin Yıldırım Kara, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’nin cevaplaması istemiyle 12 adet soru sordu.
Kara’nın soru önergesinde yer alan sorular şu şekilde; “Liç atığı depolama alanındaki malzemenin tane boyutlarının hangi yükseklikte depolanırsa duyarlılığını koruyabileceği konusunda bir çalışma yapılmış mıdır? Acil durum planında şevlerin kayabileceği duyarlılık senaryosu oluşturulmuş ve buna göre gerekli önlemler alınmış mıdır? Şevlerin kayabileceği muhtemel yön ve yere uygun kademeli barajlar yapılmış mıdır? Eğer yapılmadıysa sebebi nedir? Daha önce kademelerde kayma miktarı belirli periyotlarla kontrol edilmiş midir? Edilmiş ise gereken önlemler alınmış mıdır? İşletme projesinde belirtilen şev açıları ve şev yükseklikleri nedir? Projede belirtilen şev açısı ve yükseklikleri ile yığın liç alanında 13 Şubat 2024 tarihinde meydana gelen göçükten önceki şev açıları ve yükseklikleri aynı mıdır? Aynı değilse bunun sebepleri nelerdir? Bakanlık olarak yığın liç alanına ilişkin geçmişte yaptığınız denetlemelerde ilgili mevzuata aykırılık yönünde herhangi bir tespitiniz bulunmakta mıdır? Bulunmakta ise bu tespit ve/veya tespitleriniz nelerdir? Liç sahasının tabanının geçirimsiz hale getirilmesi için nasıl bir yöntem uygulanmıştır? 25 kilometre çapında yer altı suyu için sondajlar yapılmış mıdır? Bu sondajlardan alınan su örnekleri analiz edilmiş midir? Yer altında sızma olup olmadığı nasıl tespit edilmektedir? Yer altı maden ocaklarında uygulanan ferdi kaza sigortası denetlemeleri neden yer üstü metal maden ocaklarında uygulanmamaktadır? Maden bölgesinde bulunan aktif fay hatları da göz önünde bulundurulduğunda; depreme ilişkin ne gibi önlemler alındı? Deprem anında yaşanabilecek benzer bir felakete ilişkin incelemeler yapılmış mıdır?”
SORUMLULAR KİM HERKES ÖĞRENMELİ
Her felaketten sonra sorumluların ciddiyetsiz bir tavır takındığını ifade eden Hatay Milletvekili, “Maalesef bu soru önergesini gönderdiğimiz vakitlerde Elazığ Alacakaya’da başka bir maden felaketinin daha yaşandığını görüyoruz. Sorumluların hiçbir şekilde hesap vermediği hatta ‘ÇED ile deprem kaymasının ne alakası var’ ya da ‘orada fay hattı bulunduğunu ilk defa öğreniyorum’ gibi ciddiyetsiz bir tavır içine girildiğini görüyoruz. Bugün hala göçük altında kalan işçilerimizin kurtarılamadığını görüyoruz. Vahşi madencilik hem insanlarımızı hem de doğamızı bizden çalıyor. Kimse bize teknik bir açıklama dahi yapmıyor. Sorularımızın cevabını tüm kamuoyu merak ediyor” dedi.