Hatay’da depremin izleri hala taze. Bütün bu olumsuzlukların üzerinden 11 ay geride kalırken Şehirde kalan ve geri dönen yurttaşlar yıkılan ve yıkılmak üzere olan binalar arasında umut yeşertmeye devam ediyorlar. “Bizim umutlarımız Şehri ayağa kaldıracak” diyen vatandaşlar, “Esnaf var gücü ile çalışıyor eski Antakya olabilmek için. Yıkıntılar arasında bile çalışmaya bıkmadan usanmadan hizmet vermeye çalışıyor. Hatayı Hataylılar yeniden kuracak. Bunu adımız gibi biliyoruz” dediler.
DİLEK AKKAYA
Ülkemizde yaşanan büyük depremlerinin en fazla yıkıma yol açtığı kentlerden biri şüphesiz medeniyetler şehrimiz Hatay’dı. Özellikle kent merkezi olan Antakya ilçesi ve hemen akabinde Defne ilçesi en büyük hasarı aldı.
Hatay’da depremin izleri hala taze. Bütün bu olumsuzlukların üzerinden 11 ay geride kalırken Şehirde kalan ve geri dönen yurttaşlar yıkılan ve yıkılmak üzere olan binalar arasında umut yeşertmeye devam ediyorlar.
Antakya ilçesinde birçok binanın enkaz kaldırma çalışması tamamlanırken yıkılan binaların ve iş yerlerinin arasında umut yeşermeye devam ediyor. Eskisi gibi sabahın ilk ışıklarından işlerinin başında olduklarını aktaran Antakya esnafı, “Bizler burada kaldığımız süre boyunca umut hep var olacak. Arkamızda enkazlar ya da koca boşluklar olabilir ama biz olduğumuz sürece hep umut vardır. Terk etmedik ve terk etmeye de niyetimiz yok. Biz şehrimizi seviyoruz. Memleketlimiz de şehrimizi bizi seviyor. Bir olma vakti bu dönem ve biz bunu en iyi şekilde başardık. İnanır mısınız bilmiyorum ama bazı insanlar bir şey almasa bile sırf kalabalık olsun umut yeşersin diye çarşıya her gün gelip bizle sohbet ediyor. Kalın diyorlar. Siz varsanız biz gitmeyiz diyorlar. Bu ne kadar büyülü bir cümle öyle değil mi? Bütün olumsuzluklara rağmen biz umut gözlükleri takarak işimizin başındayız” dediler.
Öte yandan Bütün esnafa teşekkür eden vatandaşlar, “Burada tarihi binalar, iş yerleri vardı. Caddeler cıvıl cıvıldı. Depremden sonra enkazların arasından çiçekler yeşermeye başladı. İnsan böyle şeyleri görünce çok mutlu oluyor. İçimizi bir umut kaplıyor. Hiçbir sulama hiçbir bakım yokken bu kadar güzel olmaları bizleri şaşırtıyor. Bakımlı görmeye alışık olduğumuz çiçekleri şimdi enkaz arasında görmek bizi çok üzüyor. Ne söyleyeceğimizi bilmiyoruz. Umarız ki daha çok böyle görüntüler görürüz ve bu şehrin düzeleceğine dair umutlarımız her geçen gün artar. İnşallah çok güzel günler göreceğiz. Esnaf var gücü ile çalışıyor eski Antakya olabilmek için. Yıkıntılar arasında bile çalışmaya bıkmadan usanmadan hizmet vermeye çalışıyor. Hatayı Hataylılar yeniden kuracak. Bunu adımız gibi biliyoruz” şeklinde açıklama yaptılar.
YIKIM BAŞKENTİ HATAY
Roma İmparatorluğu döneminde Roma ve İskenderiye ile birlikte dünyanın en büyük üç şehrinden biri olarak kabul görüyordu Antakya. Depremin ardından ise daha çok yıkımın başkenti gibi. Roma ve Osmanlı dışında Akat, Hitit, Mısır, Urartu, Asur, Emevi, Abbasi, Memluk, Mısır, Bizans ve Pers uygarlıklarına ev sahipliği yapmış Antakya. Bugün savaş alanına dönmüş, terk edilmiş bir kent görüntüsü veriyor. Fay hatları yeni çıkmadı, dün de fark edilmedi. 115 senesinde, Roma İmparatorluğu döneminde de yıkıldı, bin 908 yıl sonra da öyle. Acımız dinmiyor. Unutamıyoruz, yapılan ihmalkarlıkları sineye çekemiyoruz ama umutla hep yarına bakmak için çabalıyoruz. Yalnızlığa bürünmüş Antakya, Defne, Kırıkhan ve Samandağ görüyoruz. Sürekli eleştiri alıyoruz neden sadece dört ilçe. Çünkü gelin görün Yayladağı’na gidin Antakya gibi yıkım var mı? Ya da Kırıkhan gibi. İskenderun’da hayat devam ediyor, Hassa’da Dörtyol’da. Bir tek bu dört ilçede hayat durdu. Hele Antakya’da hayat hiç kalmadı. Artık enkazlar yerlerde değil insanların kalbinde. Her şeye rağmen şehirleri için umutla çalışıyorlar” ifadelerini kullandılar.