HABER MERKEZİ
TÖBSEN Merkez Yürütme Kurulu Başkanı Deniz Ezer basın açıklaması düzenledi. Deniz Ezer yaptığı açıklamada “Eğitim dini tarikat ve cemaatlere teslim edilemez” dedi.
Ezer açıklamasında: ”TBMM’de devam eden 2024 bütçe görüşmelerinde Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) bütçesi görüşülürken söz alan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, tarikat ve cemaatleri sivil toplum örgütü olarak tanımlayarak, “Tarikat ve cemaatlerle protokol yapmaya devam edeceğiz” şeklinde bir ifade kullanmıştır. Bu söylem; yıllardır eğitim sistemi üzerinden sürdürülen “eğitimi dinselleştirme” uygulamalarını bakanlık politikası olarak sürdüreceklerini itirafıdır. Bütün bu söylem ve adımlar laik eğitimden vazgeçip dini eğitime geçişin hazırlık aşamasıdır.
Bütün bu söylemlerin özünde öğrencilere tek din tek mezhep üzerinden ideolojik değerleri yüklemektir. Bu adım aynı zamanda başka inanç ve mezhep sahibi velileri yok sayma, tek din tek mezhep dayatması olarak algılanmalıdır. Okullarımız maalesef uzun süredir siyasal İslam’ın dayatması ile belli bir inanç ve mezhebi temsil eden zihniyetin kuralları ve uygulamaları ile karşı karşıyadır. Dini dernek ve cemaatlerle art arda yapılan protokollerin hedefi Cumhuriyet değerlerinin yarattığı başka inançlara karşı hoşgörünün ve laikliğin ortadan kaldırılmasıdır.
13 Eylül 2014 tarihinde Resmî Gazetede yayınlanan yasal düzenlemeyle MEB, imam hatip liselerinde mesleki eğitim için ‘çeşitli kurumlardan destek almanın’ önünü açmış; bu durum, “İmam hatip liselerinde eğitim ve öğretim yılı süresince ‘imamlık, hatiplik, vaizlik, müezzinlik, Kuran kursu öğreticiliği ve benzeri mesleki uygulamalara’ yönelik eğitimlerle ilgili ‘çeşitli kurumlardan destek alınabilecektir’ şeklinde tarif edilmiştir. Bu düzenlemeyle başta TÜGVA ve TÜRGEV olmak üzere Ensar Vakfı, İHH, Hizmet Vakfı, Hayrat Vakfı, İlim Yayma Cemiyeti, Birlik Vakfı, Hizbullah’a yakınlığıyla bilinen Peygamber Sevdalıları Derneği vb. gibi dini vakıf ve derneklerin devlet okullarında seminer verebilmesi, kitap dağıtabilmesi, yarışmalar düzenlemesi ve kendi kurumlarında öğrencileri stajyer olarak eğitebilmesinin yolu açılmıştır.
Eğitim sisteminin dini kurallara göre düzenlenmesi, okul ortamlarında öğrencilerin inanan- inanmayan, dindar- dinsiz, ibadet eden ya da etmeyen gibi kategorilere ayrılmasına ve yeni gerilim alanları yaratılmasına neden olmaktadır. Toplumda ve okullarda bütün din ve inançtan insanlar, eşit koşullarda yaşamak ve aynı kurallara uymak durumundadır.
TEMEL HEDEF LAİKLİK İLKESİ
Diyanet işleri başkanlığının dönem dönem bilerek tarikatların sözcülüğünü üstlenmesi, MEB’in tarikat ve cemaatlerle protokolleri bilinçli atılmış adımlardır. Laiklik, herhangi bir gruba ya da mezhebe dinsel ayrıcalık ve üstünlük tanınmasının önüne geçen, farklı inanç ve dinlerdeki insanlar arasında eşitliğin sağlayan temel bir ilkedir. Laiklik aynı zamanda bir arada yaşama kültürünün temelidir.
Millî Eğitim Bakanlığı Eğitim sistemini cemaat ve tarikatlara veya dini kural ve referanslara göre değil, bilimsel gerçeklere ve toplumsal ihtiyaçlara göre düzenlemelidir. Farklı din, mezhep, inanç ve dünya görüşünden insanların gerçek anlamda ‘eşit yurttaş’ olarak kabul edilebilmesi, devletin temel görevidir. Millî Eğitim Bakanı yüzünü tarikat ve cemaatlere değil halka ve toplumun ihtiyaçlarına çevirmelidir.