Hataylılar ruhsal bunalımda!

DİLEK AKKAYA

Büyük deprem sonrası bölge halkı büyük bir ruhsal sıkıntı içine düştü. Bu konuda acil olarak bir komisyon kurulup deprem bölgesinde yaşayan insanlara psikolog desteği sağlanması gerektiğini çok sayıda profesör ve yurttaş tarafından dile getiriliyor.

Depremin üzerinden 10 ay geçtiğini hatırlatan Hataylılar ruhsal olarak iyi durumda olmadıklarının altını çizdiler. Kentin 10 yıldan önce toparlanmasının çok zor olduğuna dikkat çeken vatandaşlar bu psikoloji ile yaşamanın çok ağır olduğunu da vurguladılar.

Her yağış sonrası o kara geceyi tekrar tekrar hatırladıklarını belirten vatandaşlar, “En ufak bir gök gürültüsü veya uğultu, arabalar geçerken yerin titremesi ve daha birçok etken bizleri o geceye götürüyor. Bu konuda ciddi sıkıntılar yaşıyoruz. Bir çoğumuz hala geceleri aynı saate panik ve korkuyla uyanıyor. Bu konuda acilen bir şeyler yapılmalı. Ruh sağlımız iyi değil ve enkaz yığınlarını, şehrimizi bu şekilde gördükçe çok daha kötü oluyoruz. Dış toplumun baskıları yüzünde bile gülmeye çekinir olduk. Sanki deprem olduğu için artık bizim hiçbir şeye hakkımız yok gibi davranmamız isteniyor. Bu kabul edilebilir bir düşünce değil. Ayrıca çok sayıda vatandaş çareyi ilaç kullanımında bulmaya başladı. Elbette bunun verisi bilemem ama çevremizde duyduğumuz kadar her 10 kişiden 6’sı ilaç kullandığını söylüyor diyebiliriz” dediler.

Geçtiğimiz aylarda bir dizi inceleme yapmak üzere Antakya ve Defne ilçelerine gelen Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan Antakya ve Defne başta olmak üzere Hatay’da yaşayan insanların birçoğunun ruhsal bunalım yaşadığını söylemiş ve devlet ilgili birimlerinden buraya acilen ve çok sayıda psikolog gönderilmesini talep etmişti. Bunun üzerinden aylar geçmesine rağmen hala aynı sorunların devam ettiğini aktaran CHP Hatay Milletvekili Nermin Yıldırım Kara ise, son yıllarda Türkiye’de antidepresan kullanımında gözlemlenen artış, ruh sağlığına ve toplumun genel refahına dair önemli bir konuyu gündeme getirmişti. Bununla beraber Hatay ve depremden etkilenen diğer illerdeki yurttaşların ruh sağlığına bağlı ilaç kullanıma dair soru önergesi vermişti.

KARA’NIN SORU ÖNERGESİ ŞU ŞEKİLDE

Gerekçesinde antidepresan kullanımının günden güne artığını belirten Nermin Yıldırım Kara, “Son yıllarda Türkiye’de antidepresan kullanımında gözlemlenen artış, ruh sağlığına ve toplumun genel refahına dair önemli bir konuyu gündeme getirmiştir. Ancak, bu ilaçların kullanımıyla ilgili artan talebin altında yatan nedenlerin çeşitliliği ve artışın boyutları, derinlemesine bir değerlendirme gerektirmektedir. Özellikle 6 Şubat 2023’te yaşanan büyük deprem ve sonrasındaki düzenli gerçekleşen depremler, yurttaşlarımız üzerinde büyük yıkıcı etkiler yarattı. Evlerini, ailelerini, yakınlarını kaybeden yurttaşlarımız hala düzeltilmeyen, onarılmayan birçok sorunla karşı karşıya. En önemlisi çocuklarımız bu süreçte çok ciddi sıkıntılar yaşadı. Afetzedelerin yaşadığı korku, endişe ve belirsizlik, travma sonrası stres bozukluğuna neden oldu” demişti.

Hatay Milletvekili Bakanlıktan, 2021-2022-2023 yıllarında, yıllar ayrı ayrı belirtilmek suretiyle, Hatay’da psikiyatri kliniklerine başvuran kişi sayısını, antidepresan ilaç kullanan sayısını ve bu kişilerin yaş ve cinsiyet dağılımını talep etti.

Diğer 10 ilin de verilerini ayrı ayrı talep eden Yıldırım Kara son olarak: “Bu bağlamda, halk sağlığı ve ruh sağlığı uzmanlarının yanı sıra sosyal hizmet uzmanları ve psikologlarla iş birliği içinde, toplumsal farkındalık artırıcı programlar ve erken müdahale stratejilerinin geliştirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Bakanlığınızca, bu artışla mücadelede atılacak adımlar neler olacaktır?” diye sormuş ve 6 Şubat sonrası verilerin önem taşıyacağını ifade eden Kara, “Özellikle 6 Şubat depreminden sonra, depremi yaşayan illerdeki yurttaşlarımız ağır psikolojik yüklerle baş başa kaldı. Deprem, sarsıcı etkisiyle sadece binaları yıkmakla kalmadı, ruhsal yıkımlara da sebep oldu. Eğer Bakanlık vermiş olduğumuz soru önergesine istinaden, sağlıklı verileri bizimle paylaşırsa; durumun vahametini daha iyi değerlendirme fırsatına ulaşmış olacağız. Bu noktada, henüz yaraları sarılmamış, acıları dinmemiş yurttaşlarımıza tüm Bakanlıkların pozitif ayrımcılık tanımasını talep ediyoruz. Verilerden sonra eylemlerin de takipçisi olacağız” demişti.

AYLAR ÖNCE ERCAN’IN AÇIKLAMASI ŞÖYLEYDİ

Prof. Dr. Ercan, “Deprem bölgesinde, hemen herkes takma konutlara yerleştirilmiş. Ancak, ruhsal bunalım ana sorun. Deprem görenler, ‘Bir daha deprem olacak’ diye bir söz işitmek istemiyorlar. Çok sayıda psikoloğa gerek var. Açık hava sineması, eğlencelerle halkın ürpertisi dağıtılmalı” ifadelerini kullanmıştı.

Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan “Deprem sürecinde eğlence olur mu? Düğün olur mu? Konser olur mu?” gibi söylemlerin yanlış olduğunu tam tersine bu tür etkinliklerin hızlı adaptasyonu sağlayabileceğine dikkat çekmiş “Birinci sınıf deprem bölgesi olan Hataylıların yüzde 80’i takma konutlarda yaşarken, ben de Defne Harbiye Mahallesinde Şelale semtinde kalıyorum. Böyle bir felaket 10 yılda zor toparlanır. Hataylılar çok bitkin, ezgin. O kadar yılgınlar ki anlatamam. Ölüler kenti gibi. Esnaf takma iş yerlerinde iş yapmaya çalışıyor. Hatay, haşata dönmüş. Birinci önemde kıran (afet) alanı ilan edilmelidir” sözlerini kullanmıştı.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir