HABER MERKEZİ
Tüm Öğretmenler Birliği Sendikası (TÖBSEN) Dünya Öğretmenler günü münasebetiyle sektörde yaşanan zorluklara ilişkin bir basın açıklaması yaptı.
Dr. Adnan Ezersoy Parkındaki basın açıklamasını Tüm Öğretmen Birliği Sendikası (TÖBSEN) Merkez Yürütme Kurulu Genel Başkanı Deniz Ezer yaptı.
Genel Başkan Deniz Ezer açıklamasında; “6 Şubat 2023’te yaşadığımız yüzyılın büyük felaketinde 500’den fazla öğretmen hayatını kaybetti. Acılarımız hala taze. Dünya öğretmenler gününde öğretmenlerimizi saygı ve rahmetle anıyoruz. Deprem sonrası hayatta kalan öğretmenlerimiz yıkımlar arasında tüm acılarına rağmen hala öğrencilerin yaralarını sarmaya acılarını paylaşmaya çalışıyor. Deprem bölgesinde konteyner kentlerde kalan öğretmenler her gün okullarına ulaşabilmek için bin bir zorlukları aşmaya çalışıyor. Ekonomik şartlar altında servis tutmaya çalışan öğretmenler deprem bölgesinde fedakârca yaşamı yeniden örmeye çalışıyor. Sağlıksız koşullarda, su geçiren konteynerlerde yaşama tutunmaya çalışan öğretmenlerimizin bu fedakarlıklarını asla unutmayacağız.
Yüksek enflasyon ve ekonomik kriz ile “geçinemeyen”, baskı ve soruşturmalar yüzünden “nefes alamayan”, ücretli ve sözleşmeli öğretmen istihdamıyla güvensizleştirilmeye çalışılan, özel sektörde ağır sömürü koşullarında çalıştırılan öğretmenler sorunlarının çözülmesini beklerken karşılarında 13 maddeden oluşan Öğretmenlik Meslek Kanunu’nu bulmuştur. Eğitim emekçilerinin ekonomik, demokratik ve özlük haklarını korumak ve geliştirmek için bir yasa çıkarılması gerekirken, bugün öğretmeni ayrıştıran, öğretmenler odasında birbirine yabancılaştıran bir yasanın varlığı söz konusudur. Öğretmenliğin Statüsü Tavsiyesinde “Öğretmenlerin yetiştirilmesi ve istihdamı, ayrımcılığın soy, renk, cinsiyet, din, siyasal görüşler, toplumsal ya da ulusal köken, ekonomik durum temellerine dayalı hiçbir biçimine yol açmamalıdır.” denilirken Türkiye’de öğretmenler mülakat adı altında torpil düzenine mahkûm edilmeye çalışılmaktadır. Atamada Milli Eğitim Bakanının mülakatta ısrarcı olması Liyakatin değil yandaşlığın esas alınmak istendiğinin kanıtıdır. İçinde bulunduğumuz tüm olumsuz koşullar; öğretmenin itibarsızlaştırılması, iktidarın eğitime yönelik gerici ve dayatmacı politikalarına karşı örgütlü mücadelemizi kararlıkla sürdüreceğimiz bilinmelidir. Biz öğretmenler bu toplumun aydınlık yüzü olarak halkımızla kopmaz bir bağ, sarsılmaz bir güven ile aydın ve tam bağımsız Türkiye mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Öğrencilerimiz için bilimsel, akademik, parasız halk için eğitim mücadelesinden geri adım atmayacağız” dedi.