HABER MERKEZİ
Hatay Veteriner Hekimler Odası Başkanı Yahya Hamurcu, son yıllarda Türkiye’de Kuduz hastalığının geçtiğimiz yıllara göre daha fazla konuşulduğuna dikkat çekti.
Dünya Kuduz Günü dolayısıyla Bası açıklaması yapan Başkan Yahya Hamurcu, “Kuduz yüzde 99,9 öldürücü ama bunun yanında yüzde 100 önlenebilir bir hastalıktır” vurgusunu yaptı.
Açıklamasının devamında Hamurcu, “Kuduz, bazı ada ülkeleri hariç tüm dünyada görülen birçok zoonotik (hayvanlardan insanlara bulaşan hastalıklar) hastalıktan biridir. Her yıl yaklaşık 59.000 kişi kuduz nedeni ile yaşamını kaybetmektedir. Olguların çoğu Asya ve Afrika ülkelerinde görülmekte, kuduz nedeni ile ölümlerin %80’nini kırsal bölgede yaşayanlar, %40’ını da 15 yaştan küçük çocuklar oluşturmaktadır.
Geçmişte kendi aşısını büyük oranda kendi üreten ülkemiz bugün, sadece kuduz aşılarını değil; kanatlı aşıları, pet aşıları, balık aşıları, tek tırnaklı aşılarını dışarıdan ithal etmektedir. Ayrıca, COVID-19 pandemisi de tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kuduz kontrol faaliyetlerini olumsuz etkilemiştir. İlaç sektörü COVID-19 aşısının üretimine odaklandığı için, insan ve köpek aşılarının tedarikinde kısıtlamalara bağlı zorluklar yaşanmıştır.
Sahipsiz hayvanları koruma ile ilgili tüm mevzuat, ağırlıklı orman hizmetleri gören Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü bünyesinde bir daire başkanına bağlı “Hayvanları Koruma Çalışma Grubu” tarafından hazırlanmaktadır. Günümüzde bunun tam tersi uygulanmakta, sahipsiz hayvanlar, birkaç Bakanlık’ın yetkililerince sahadan görüş alınmadan masada görüşülmekte, meslek örgütümüze fikri dahi sorulmamaktadır. Halihazırda ülkenin bir ‘’sahipsiz hayvan popülasyon’’ sorunu olduğu, bu konuda sorumlu olanların belediyeler olmasına rağmen, bu görevi yerine getirmedikleri de bilinen bir gerçektir. Sahipsiz hayvanların kısırlaştırma ve tedavileri için yıllardır belediyeleri göreve çağırmamıza rağmen maalesef çok az sayıda belediye ‘’bakımevi kurma’’ görevini yerine getirmektedir
Tek sağlık sistemine uygun olarak doğrudan “hastalık kontrol ve izleme merkezi” ve buna bağlı “merkezi bir araştırma enstitüsü” kurulmalıdır. Tarım ve Orman Bakanlığı’nda merkezden taşraya etkin olarak işleyebilen bir yapı olarak, “Veteriner İşleri Genel Müdürlüğü” ve taşrada veteriner işleri il ve ilçe müdürlükleri kurulmalıdır. Sağlık Bakanlığı’nda ise “Veteriner Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü” ve buna bağlı olarak taşrada sağlık il ve ilçe müdürlüklerinin altında “Veteriner Halk Sağlığı Birimleri” oluşturulmalıdır. Belediyeler bünyesinde de büyükşehir belediyelerinde “Veteriner İşleri Daire Başkanlığı”, küçük illerde ve ilçelerde “Veteriner İşleri Müdürlükleri” kurulmalıdır. Tek sağlık konsepti, bütçesi olan ve karar alma mekanizmasında etkin bir rol alan ve uygulayan bir yapıya dönüşmelidir” dedi.