HABER MERKEZİ
Hatay’da 200 günde ne barınma ne sağlık ne de suya erişim sorunları çözüldü.
Halkevleri, 6 Şubat depremlerinin 200. gününde Hatay’daki genel durumu, resmî açıklamalar, eylem planları ve uygulamalar karşısında kent halkının yaşadığı sorunlar ve acil ihtiyaçları ortaya koyan bir rapor yayımladı.
200 günde ne barınma ne sağlık ne eğitim ne de suya erişim sorunlarının çözüldüğünü ifade eden Hataylılar, sorunların ve çözümün tespiti için en gerçekçi adresin halk iradesi olduğunun altını çizdi.
Rapor, Defne’nin Aşağıokçular, Yeşilpınar ve Harbiye Mahallelerinde Yaşam Merkezleri kuran, Antakya, Defne, Samandağ, Altınözü, Yayladağı ve Belen’de yaklaşık 30 mahallede çalışma yürüten gönüllülerin 200 günlük gözlem, deneyim ve araştırmaları sonucu hazırlandı. Aşağıokçular Yaşam Merkezi’nde, basın açıklaması ile kamuoyu ile paylaşıldı.
200 günde ne barınma ne sağlık ne eğitim ne de suya erişim sorunlarının çözüldüğünü ifade eden Hataylılar, sorunların ve çözümün tespiti için en gerçekçi adresin halk iradesi olduğunu söyledi.
Raporda resmi açıklamaların ve sunulan vaatlerin aksine barınma, sağlık, eğitim, kadın ve çocuk alanında temel pek çok sorunun 200 gündür çözüm bulmadığı, devlet kurumlarının planlamalarında kentin somut gerçekliğinin ve halkın ne düşündüğü ve neye ihtiyacı olduğunun hesaba katılmadığı belirtiliyor ve şu temel sorunlara dikkat çekiliyor: “Kentin yeniden inşasına dair belirsizlikler ve maliyet kaygısı halkı ağır hasarlılar dahil depremde zarar gören binaları kendi imkânlarıyla onarıp eski evlerine taşınmaya yöneltiyor. Devlet kontrolündeki çadır ve konteynır kentlerde sosyalleşme ihtiyacı yok sayılıyor. İmkanlar halkın (kalabalık aile, engelli, yaşlı ve bakıma muhtaç kişiler gibi) özel ihtiyaçlarını gözeten bir planlama ile paylaştırılmıyor. Yönetmelikler ve halk sağlığı hiçe sayılarak hızlandırılan yıkım ve enkaz kaldırma çalışmaları nedeniyle sık sık kazalar yaşanıyor, asbest dahil zararlı kimyasallar içeren toz ve moloz kentte ciddi bir hava, toprak ve su kirliliği yaratarak halk sağlığını tehdit ediyor. Kentte altyapı sorunları sürüyor, sık sık su ve elektrik kesintileri yaşanıyor. Sağlık hizmetleri tam kapasite verilemediği gibi yıkım ve yeniden inşa süreci halk sağlığı hiçe sayarak yürütülüyor. Öğrenciler pandemi ve depremle birlikte üç yılın önemli bir bölümünü okuldan uzak geçirdi ancak okullarda telafi eğitimine yönelik gerekli hazırlıklar yapılmadı. 200 günlük süreçte okulların fiziki onarımı için adım atılmadı. Kadınlar deprem sürecinde ağır bir bakım emeği yüküyle karşılaştıkları gibi kadını koruyan mekanizmalar, sosyalleşme ve istihdam olanakları ortadan kalktı. Çocuklar çadırlara ve konteynırlara kapatıldı. Çocukların sağaltımına yönelik psikososyal destek çalışmaları ve sosyalleşme ortamlarının yaratılması için adım atılmadı.”