Ve bugün uzun yıllar sonra âşık olduğumu fark ettim.
Hem öyle böyle değil.
Başımı iki elimin arasına alıp hıçkırıklarla ağlayacak kadar!
Öylesine büyük bir sevda yani!
Terk etmemin mümkün olmayacağı büyük bir sevda!
Ne olacağını bilemediğim kocaman belirsizlik olsa da küçük yüreğimde, her haline razı olduğum kocaman bir sevda!
*
Siz daha önce hiç âşık oldunuz mu bilmiyorum. Ama ben olmuşum ve üstelik her an yanımda olduğu halde hiçbir an yanımda değilmiş gibi olan çok güzel birine…
Ne ben fark etmişim bu halimi ne de o galiba!
Ama adını dağlara haykıracak kadar sevmişim onu!
Sokaklarını, caddelerini, ağaçlarını, kuşunu, böceğini, tozunu, toprağını ve nihayette ölünce sen sevgilim, enkazına göz yaşı dökecek kadar büyük sevmişim seni…
O, bugün olsaydı ne derdi büyük sevdama bilmiyorum ama ben ölünce o, ona ne kadar çok şey söylemem gerektiğini hatırladım!
Seni çok seviyorum!
Sen benim her şeyimsin!
Sen benim yaşama nedenim, benim özgürlüğüm, bardakta ki suyum ve toprağımdın!
Yani yuvam ve örtündüğüm yorganımdın sen!
Anneydin, babaydın, kardeştin, oğuldun, benim aldığım nefestin sen!
Belki giydiğim gömlek belki de hırkamdın!
Gözlerimde ki parıltı, saçlarımda ki aktın!
Sen Vatandın!
Antakya’sın sen yani!
Cennet bahçem, bağımsızlığımın bayrağı!
*
Ve bugün;
Elbette çok yorgunsun ve bana cevap veremeyecek kadar hastasın!
Konuşamıyorsun!
Kelimeler boğazında düğümleniyor ve gözlerin yaşlı!
Sende anlayamıyorsun belki ne olup bittiğini!
80 saniye nasıl yetti diyorsun bu çaresizliğe…
Ağlıyorsun benim gibi ve özlüyorsun da…
Öfkelisin de biraz!
Ama sabır Antakya’m!
Biraz daha sabır!
Uzun sürebilir ayrılığımız ama seninle yine bir araya geleceğiz!
Yine koşturacağım sokaklarında…
Çay bahçelerinde çay, kahve içeceğiz.
Dalacağız uzun sohbetlere seninle!
Asi kenarında buluşacağız yine!
Samandağ, Samandağ’a yine gideceğiz mesela.
Harbiye’de rakımızı yudumlayacağız kederli olunca…
Dağlarında, dağlarında yine kar manzarası izleyeceğiz…
Sana söz Antakya yine uzun çarşında dolaşacağız!
Künefeni, tuzlu yoğurdunu, çökeleğini, hiç unutmayacağız!
Sen gelince geri hepsini ama her şeyi yine eskisi gibi yaşayacağız!