M.Ö. 1200’le başlayan Genç Hitit prenslikleri dönemine tarihlenmektedir. Bu dönemde, Amik Ovası´ndaki Hitit Prenslikleri’nin birleşerek Hattena Krallığı adını aldıkları bilinmekte, Hatay adının da buradan geldiği sanılmaktadır. Yöreye bu adı 1936’da Atatürk verdi.
Hatay, Türkiye’nin en eski yerleşim yerlerinden biri olduğu bilinir. Araştırmalara göre M.Ö. paleolitik döneme kadar uzandığını söylenir. Siz düşünün içinde biriktirdiği tarihi ve kültürü. Yapılan araştırma sonucu yayımlanan bilgiler ise;
“2,5 milyon yıl öncesine kadar uzanabileceğini belirtmektedirler. 1954-1966 yılları arasında Altınözü, Şenköy, Antakya ve Çevlik’te yapılan araştırmalarda elde edilen ve M.Ö. 100000-40000 yılları arasında tarihlenen bulgular orta paleolitik dönem özellikleri taşımaktadır. Yine Yayladağı-Kışlak civarında ve Çevlik-Kanal mağarasında, M.Ö. 40000-11000 yılları arasında tarihlenen üst paleolitik döneme ait araçlar ve insan kalıntılarında Homo Sapiens Çevlikensis’ten kalma kemikler bulunmuştur. Bu mağaralarda insan yaşayışının Milattan sonraki yıllara kadar sürdüğü tahmin edilmektedir.”
Hatay tarihiden, mutfağına, medeniyetinden taşına toprağına kadar zenginlik içinde bir kent.
Binlerce yıllık geçmişe sahip kaleleri, surları olan Hatay ne yazık ki bu eserlere sahip çıkamıyor.
Hatay’ın peç çok tarihi eseri ile turizm de kazanabilir. Ancak bizim burada birçok eserimiz yıkılmış kaderine terk edilmiş öylece bekliyor.
Bu tarihi yapıları kısaca sıralayacak olursak;
“Hatay Arkeoloji Müzesi, St. Pierre Kilisesi, Titus Tüneli ve Beşikli Mağara, Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi, İssos Antik Kenti, Antakya Sinagogu ve Habib–i Neccar Camii görmek isteyebileceğiniz tarihi yerler arasındadır”
Bu güzelliklere sahip çıkalım…