Travmalar “Çocukluk Yaraları” – 7

Öncelikle konuya korku ile başlayalım. Her birimizin değerleri var. Hem duygu değerleri hem ailevi değerler hem de sevdiklerimize verdiğimiz değer. İşte değerlendirdiğimiz ve bizim algılarımızda olan ve günlük yaşamımızı buna göre düzenlediğimiz değerlerdir onlar. İnançlar ve korkular da buna dâhildir. İnandığın şeyler, neye inanırsan senin gerçekliliğin olur. Korktuğun şeyler. Neyden korkuyorsan senin gerçekliğin olmakta. Bu gerçeklikler arasında dönüp durursun. Yaşamın ve kaderin buna göre şekillenir. Yaşadığın tüm olaylar buna uygun sana hal yaşatır. Bu değerleri fark etmek ve aradaki mesafeyi korumak gerek. Mesafenin önemi çok büyük. Doğaya bakın. Her şey mesafeli. Ancak insan bir tek bu mesafeyi düzene koyamıyor. Bulduğu her şeye yapışıp kalabiliyor. Nedeni ise bilinçaltındaki korkuları. Yani senin bilinçaltındaki korkuların. Kaybetme korkusu ve tutunduğun değerlerden ayrılabilir korkusu ya da o tutunduğun şeylerin bir gün ölebileceği ve onu bir daha göremeyeceğin korkuları. Aslında büyük bir sır da var burada.

Tüm negatif duyguların pozitife evrilme özelliği var. Bu çok büyük bir sırdır. Negatif duyguların pozitife evrilme özelliği.

Örneğin şüphe gibi negatif bir duygu senin hayatını kabusa çevirebilir. Ancak sen onu erdemli bir boyuta yükseltirsen bu duygunu hayatında rahatlıkla kullanabilirsin. Şüphe düşük seviyeli bir duygudur. Hayatını felç edebilir. Şüphe duygusunu erdemli bir boyuta yükseltebilir ve pozitife çevirebilirsen hayatını kolaylaştırır. Mesela, Şüphe duygusunu kullanan dedektifler var, polis teşkilatı şüphe duygusu ile yol alır, ayrıca araştırmacı yazarlar var, doktorlar da şüphelenerek hastalık konusunda ilerleme kaydederler. Ancak şüpheyi öldürücü bir boyutta tutmak insana çok zarar verebilir. Eşinden dostundan iş arkadaşından sürekli şüphe duymak onlara zarar verebilir. Bu ikisini ayırt edebilmek gerek. Düşük seviyeli şüphe duygusunun temelinde korkular vardır. Ancak yüksek seviyeli pozitife evrilen şüphe duygusunun temelinde araştırma ve geliştirme vardır. Korku düzlemi üstesinden gelinebilecek en zor duygudur. Ve tüm negatif duyguların temelini oluşturur. Şüphe, agresiflik, kızgınlık, öfke, kin, nefret, sürekli alınganlık, yalan, kırgınlık, kırılmak, bu gibi duyguların temelini oluşturur. Bu akşamki konumuz, Kaybetme korkusu, ayrılık korkusu, ölüm korkusu. Hep korku temellidir. Ancak korkuyu erdemli bir boyuta yükseltmek de mümkün. Korku düzleminin boyutunu değiştirmek ve titreşimini düşükten yükseğe çıkarmak mümkün. Böylece tek tek düşük seviyeli duygularla baş etmek zorunda kalmazsın. Düşük seviyeli duyguların Temele inerek korkunun enerjisini pozitife çevirebilirsen her biri ile tek tek ilgilenmek zorunda kalmazsın. Bunu ancak sen yapabilirsin. Kendini eğiterek ve kendini genişleterek. Korkunun ilk çıkış noktası saygılı olma hali veya sakınma halidir. Yani korku duygusu aslında ilk başlangıcında hayra yönelik kullanılabilir bir özellik içeriyor. Korkunun hakikati bu. Korkunun hakikati hayra yönelik kullanılabilir yüksek seviyeli bir enerjidir. Ancak beşeri tarzda bir akıl, korkuyu en düşük vibrasyondaki halini kullanır.

Hayatta kalma iç güdüsünün en düşük hali. Korkan insan hayatta kalma mücadelesi veriyordur ve ne yapacağını bilmez. Korkarak her şeye ve herkese zarar verebilir boyuta gelebilir. Ancak kendini bilen bir akıl, korkuyu en yüksek vibrasyonlu halini kullanır. Yani korku enerjisini bir sakınma ve saygılı bir sakınma haline dönüştürebilir. Şimdi şunu düşün. Ben beşeri bir akıl ile korkunun düşük seviyeli versiyonu olan negatif tarafını mı kullanıyorum. Yoksa, ben kendini bilen bilge bir akıl ile korkunun yüksek seviyeli versiyonu olan pozitif tarafını mı kullanıyorum. Bu soruyu lütfen yarın bir ara kendine sor. Ve zamanı gelince bilincin sana cevabı iletecektir. Neden bunu yapmalısın. Çünkü negatif bir plan var bu dünyada işleyen. İşlevsel ve çok güçlü.

Negatif güçler var bu bilgileri onlar da biliyor. Hem de hepimizden önce biliyorlardı. Ve insanın en düşük beşeri tarzda olan korkularını tetiklemek için onların algıları ile oynamaktalar. Eğer insanların algıları ile oynanırsa, yanlışı doğru görebilir. İnancı, duyguyu, korkuları kullanmak da bunun en öncelik metodudur. Bu yüzden önce kendine korkularının boyutunu sor. Kendini gözlemle. Beşeri bir tarzda mı ilerliyorsun. Korkuların negatif yönde mi seni yönlendiriyor. Yoksa bilge bir tarzda mı ilerliyorsun. Korkuların pozitif yönde mi seni yönlendiriyor. Bu soruları sor ki, bilincin dünyadaki negatif güçlerin esiri altında olduğunu fark etsin ve derhal kendini dönüştürsün.

(Devam Edecek)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir