MÜZİK, kökü Yunanca olan bir kelimedir ve dünyanın her yerinde aynı anlamı taşımaktadır. Müzik, tarih boyunca kişiler ve toplumlar arasında duygu ve düşüncelerin anlatımında ve iletişiminde kullanılmış en etkili yöntemdir. kişileri sadece ruhsal olarak güçlü kılmaz, aynı zamanda akıl ve vücut sağlığının tedavisinde kullanılan en etkili terapi yöntemlerinden biridir. Ayrıca uykuya geçişi kolaylaştırır: Amerika Ulusal Tıp Kütüphanesi’nden yayınlanan bir araştırmada; özellikle klasik müziğin Insomnia hastaları ve öğrencilerinin daha rahat ve sağlıklı bir uyku sağladığı açıklanıyor.
Biz hayatımızı devam ettirebilmek için yiyeceklere yani gıdaya ihtiyaç duyarız. Müzik de ruh için aynı anlamı taşır. Yaşama isteğinin, bir şeyler başarma isteğinin devam etmesini sağlar. Her gün yaptığımız sorumluluklar vardır. Bazen bunlardan keyif almasak bile yapmaya devam ederiz. Müzik ise yaptığımız ve keyif almadığımız bu işlere bir heyecan katar. Hayata anlam yükler.
Bazen de duygularımızı anlatmaya zorlanırız. Müzik bu duygularımız dışa aktarmamıza yardımcı olur. İçimizdeki heyecanı, sevinci, mutluluk ve üzüntünün derecesini anlatmak için çok iyi bir yol. Socrates’in “Müzik ruhun gıdasıdır” sözünü hemen hemen duymayan, bilmeyen yoktur. M.Ö. 4. yüzyıla dayanan bu söz, üstünden yüzyıllar geçmesine rağmen doğruluğunu ve geçerliliğinini korumaktadır. Müziğin ne işe yaradığına baktığımızda ise insan olmanın temelinde yer alan toplumsallaşma güdüsünü görürüz. İlk müzik eserleri diyebileceğimiz ritimler insanları bir araya getiren araçlardı.ilk etkileşimler hep seslerle olmuştur.insanlar yaşadıkları bölgeye göre sesler ve ritimlerle dilleri oluşturmuştur ve dolayısıyla edebiyat ,din ve kültürel olgular oluşmuştur.şimdi bakıyoruz da dünyanın her tarafında farklı tarz larda müzik yapılıyor ve insanların duygularına tercüman oluyor. Dile gelen her eser doğayı ve insansı olanı yansıtır. Müzik yanımızda taşıdığımız ve her zaman tatbik edebildiğimiz bir sanattır. Siz siz olun müzik siz kalmayın.
Yazımıza güzel dizelerle son verelim istedim. Sağlıcakla kalın
Ben çayı severim, demini gözlerinin koyusundan aldığı,
Saçlarının kokusuna bulanmış tomurcuk çayını severim
Şekersiz severim çayı gamzelerinden dökülen, tatlılığına doyarcasına, doya doya gülüşünden içerim.
Mevsimlerlerin geçişinde hani o kış ayazında soğuğu iliklerime kadar işlemiş, sıcaklığı nefesinden aldığım çayı severim.
İmran Botan