Antakya’dan Dünyaya Açılan Pencere…
ŞİİR KÖŞESİ
ölüm!
ölüm ansızın
çalar kapısını insanın
gözlerini yummuş
bekliyorsundur
ya da
umulmadık bir baharında
ayaza yakalanırsın
dilini de sormaz
rengini de…
Antakya’dan, dünyanın tüm insanlarına açılan yeni bir pencere araladım. Öyle bir pencere ki; paylaşacağımız şiirlerimizde aşkı, umudu, yaşama sevincimizi dile getireceğiz. Dünya, ancak iyilikle kurtulur. O halde şiirlerimizle güzelleştireceğiz… Her hafta bir değerimizin şiirini sizler için seçeceğim. “Ölümün Dini Yok” şiirimin bir bölümü ile pencereyi araladım.
Şiir tadında bir ömrünüz olsun…
Özyurt gazetesi bu haftaki şiir köşesi sayfamın özel konuğu; 11 Kasım 2020 tarihinde bu dünyadan göçüp kendi tarifiyle “Işığa Gidenler” in arasına sonsuz bir şekilde aramızdan ayrılan değerli dostumuz, makine mühendisi-yazar Mehmet Ali Akyüz… Katıldığı radyo programımda ve diğer etkinliklerde kendisine; “Her yazarın en az bir şiiri de olmalı.” diye takılırdım. “Dostumuz” diye tanımladım, çünkü merhaba dediği her canla öyleydi. Bir şekilde yüreğine dokunurdu insanın. İçten, samimi, pazarlıksızdı sevgi paylaşımları. İçindeki coşku, enerji, bilgi birikimi çoktu. Kendisine ait “Unutma” adlı şiiriyle 2. ölüm yıldönümüne denk gelen ve toprakla buluştuğu bugünde sizi buluşturacağım.
“mümkün değil getirmek sonsuzluğa gideni…”
Üretkenliğinle, enerjinle, babacanlığınla ve o tatlı gülüşünle hep aramızdasın.
Ruhun şad olsun Mehmet Ali Akyüz dostum…
UNUTMA
yalnızlık, bir çöle benzer güzelim
ya da çöl yalnızlık demektir.
yani benim gibi yapayalnızdır o çöl
içimin yanmışlığı gibi…
yanık yanık sac ekmeği kokusundadır o çöl.
o çölün bir yerlerinde
mutlaka yeşil bir vaha vardır
ya da olmalıdır…
o vahayı arayan birini görürsen
onu unutma.
yaşamanın deryalarında kaybolan,
kimse görmesin diye ağlayamayan,
gözyaşlarını görmesinler diye içine akıtan
ve içine akıttığı o gözyaşlarında
boğulmuş birini görürsen
onu unutma.
hani, sarp bir dağın başında,
ya da bomboş bir ovanın ortasında
ya da bir çölün bir yerlerinde,
kuşların bile uğrayamadığı
yapayalnız bir ağaç vardır ya,
o ağacı görürsen
onu unutma…
Antakya’da Habib-i Neccar dağında,
habibini bekleyen Neccar Yusuf gibi
sevdiğini bekleyen birini görürsen
onu unutma…
İstiklâl caddesinde bir yürüyüşte,
Taksim meydanında
dopdolu bir mitingin ortasında
ciğerlerinin tüm gücüyle sloganlar haykıran
ancak, yapayalnız bir adam görürsen
o kalabalığın ortasında
onu unutma…
işte onların hepsi benim.
ben onlarım…
MEHMET ALİ AKYÜZ
19 Kasım 1951 – 11 Kasım 2020