Uzun süre aynı işi yaptığımızda monotonlaşırız ve bir yorgunluk, bir tükenmişlik hissederiz. Aynı yerde uzun süre bulunduğumuz zaman da bıkkınlık gelir. Bu vaziyet gerek ruhen gerek psikolojik olarak gerekse de bedenen olur. İşte böyle durumlarda bedenimizi, ruhumuzu, gönlümüzü dinlendirmek, tekrar hayata kaldığımız yerden başlamak için ihtiyacımız olan moral ve enerjiyi elde etmenin yolu seyahate çıkmaktır. Bu seyahat sayesinde değişik yerler, değişik insanlar, değişik tatlarla karşılaşırız.
İnsan kendisini yenilemek için seyahat etmelidir. Hayatı renklendirmek, yeni yerler görmek, maceralar yaşamak için seyahat gereklidir. Bulunulan konumdan çıkıp, geriye dönüp hayatına bakarak bir değerlendirme yapmak için seyahate çıkmalıdır.
Değişik yerleri gördüğümüz takdirde yaşadığımız yerin farklılıklarını görebilme imkanını elde ederiz. Böylelikle yaşadığımız yerin fazlalıklarını veya eksikliklerini, güzelliklerini veya çirkinliklerini seyahat ettiğimiz, gezip gördüğümüz yerlerle kıyas yaparak daha iyi görebilme ve bir değerlendirebilme şansına sahip olabiliriz.
Gideceğimiz yerler hakkında önceden bilgi edinmeliyiz. Gezimiz sırasında dahi orayla ilgili okuma yapmalıyız. Mümkünse haritaya bakmalıyız. Gezerken küçük küçük notlar tutmalıyız. Ve elbette fotoğraf çekmeliyiz. Gezdiğimiz yerin hayatının canlı olarak farkına varmalıyız.
Bir yeri ziyaret ettiğimizde yapmamız gereken şey: Şehre karışmak. Her yere girip çıkmalıyız. Geniş caddelerine de dar sokaklarına da. Çarşısına da pazarına da uğramalıyız. Eski ve yeni yerleşim yerlerini muhakkak görmeliyiz. Ve bu gezimizi muhakkak yürüyerek yapmalıyız. Böylece insanların arasına karışacağız. İnsanları tanırsak şehri tanırız.
Farklı mekânlar, farklı tatlar, farklı insanlar, farklı kültürler, farklı doğal güzellikler keşfetmek için seyahat edilmelidir.
Eskişehir’e seyahate çıktım. Yolda gördüğüm güzel manzaraların fotoğraflarını çeke çeke akşamüzeri Eskişehir’e vardım.
Sevgili eşim Eskişehirlidir. 1994’ten beri Eskişehir’e genellikler her yaz gideriz. Sürekli gezerim. Ancak bu sefer niyetim daha çok gezmek ve gezdiğim, gördüğüm yerleri fotoğraflamak. Her gün bir veya birkaç gezilecek yerlere giderek hem gezdim hem fotoğrafladım. O kadar güzel, nezih yerler olmuş ki hayran kalmamak mümkün değil. 1995 yılında Eskişehir ile Antakya birbirine çok benzeyen iki şehir iken Eskişehir 10-15 senede çok ilerleme kaydetti ve bizimle arasında ciddi manada mesafe oldu.
Bir şehrin geri kalmışlığı veya gelişmişliğinin çeşitli sebepleri olabilir ama en önemli unsurun insan olduğunu düşünüyorum. Toplumun kültürü, beklentileri, alışkanlıkları o toplumun ve yaşanılan yerin gelişmesine çok etki eder. Bulunduğunuz yerde eğer toplumun çıkarları ve genel kurallar geçerli değil de herkes dilediği gibi hareket ediyor, istediğini yapıyorsa orada bir ahenkten, güzel gelişmeden, kent kültüründen, uyumdan bahsedemeyiz. Arabesk bir hayat tarzı var demektir. Arabesk hayat tarzından da çok şey beklemek hayal olur. Eskişehir’de gördüğüm halkın hizmeti takdir ettiğidir.
Eskişehir’de büyük kitapçıları, Odunpazarı Evleri’ni, Kentpark’ı, Sazova Bilim Sanat ve Kültür Parkı’nı, Şelale Parkı, Kurşunlu Camii ve Külliyesi’ni, Asri Mezarlık’ı ve şehrin içini gezerek çok sayıda fotoğraf çektim. Kent Belleği Müzesi, Çağdaş Cam Sanatları Müzesi, Karikatür Müzesi, Yılmaz Büyükerşen Balmumu Heykeller Müzesi gibi müzelerle Müze Şehri haline getirilmiş bir şehirdir Eskişehir. Lületaşı Sanat Merkezi, Atatürk Kültür Sanat ve Kongre Merkezi, Büyükşehir Belediyesi Sanat ve Kültür Sarayı (Opera), Büyükşehir Belediyesi Sanat Merkezi Turgut Özakman Sahnesi, Büyükşehir Belediyesi Sanat Merkezi Orbey Sahnesi, Odunpazarı Belediyesi Yunus Emre Kültür ve Sanat Merkezi, Tepebaşı Belediyesi Zübeyde Hanım Kültür Merkezi, Hasan Polatkan Kültür Merkezi gibi kültür ve sanat merkezleri bulunmaktadır.
Büyükşehir statüsünde olan Eskişehir’in iki merkez ilçesi vardır. Bunlar: Odunpazarı ilçesi ile Tepebaşı ilçesidir. Diğer ilçeler: Alpu, Beylikova, Çifteler, Günyüzü, Han, İnönü, Mahmudiye, Mihalgazi, Mihalıççık, Sarıcakaya, Seyitgazi ve Sivrihisar.
Eskişehir il nüfusu 2021 sonu itibariyle: 898.369. İlin yüzölçümü: 13.960 km2’dir.
Lületaşı dünya üzerinde çıkarıldığı tek bölge olması nedeniyle, Eskişehir’in simgesi haline gelmiş bir madendir. Lületaşı “Eskişehir Taşı” adıyla da anılır. Lületaşı, toprağın 150 metreye kadar olan derinliklerinde bulunur.
Eskişehir’de üç üniversite bulunmaktadır. Bunlar: Anadolu Üniversitesi, Osmangazi Üniversitesi ve Eskişehir Teknik Üniversitesi.
Şehir merkezinin önemli yerlerinde tramvay çalışmaktadır. Buralarda trafik sıkışmasına sebep olan otobüs ve dolmuş kirliliği ortadan kaldırılmıştır.
Su aboneliği ve fatura ödemesi karta bağlanmış. Böylece kaçak su kullanımı ve fatura ödememe gibi bir durum söz konusu değildir.