Antakya’dan Dünyaya Açılan Pencere…
ŞİİR KÖŞESİ
yüreğin çarpıyorsa hâlâ
gözlerinin pınarları akıyorsa
sevinçte, hüzünde ya da
akıyorsa kanın tüm hızıyla
yaşam da senin için akmakta
senin için ey güzel insan…
Antakya’dan, dünyanın bütün insanlarına açılan bir pencere araladım. Öyle bir pencere ki; paylaşacağımız şiirlerimizde aşkı, umudu, yaşama sevincimizi dile getireceğiz. Dünya, ancak iyilikle kurtulur. O halde şiirlerimizle güzelleştireceğiz… Her hafta bir değerimizin şiirini sizler için seçiyorum. “Senin İçin” şiirimin bir bölümü ile pencereyi araladım. Özyurt gazetesi bu haftaki şiir köşesi özel konuk; Manisa’da yaşayan şair Seval Arslan’ın “Kadim Şehrin Hikâyesi” adlı şiiri ile penceremizi sonuna kadar açık bırakıyorum. Şiir tadında bir ömrünüz olsun…
KADİM ŞEHRİN HİKÂYESİ
milat öncesi gördüm
kadim şehirde doğan güneşi
mavi kuşun kocaman gülümseyişini
uçsuz bucaksız
tırmandım omuzlarına şehrin
kuşların valsi ahenkli
ağaçlar, kıvrımlı yollar, dereler
evler, fabrikalar, insanlar
yıldızlar taç başında
birden oldu her şey birdenbire
ipini kopardı koz kavuran
çıvgın yağmurlar yağdı üç gün üç gece
çamurlu sularda kayboldu yaşamın rengi
başında çekiç sesleri
büküldü belkemiği şehrin
dik sesler tekmelerken karnından
dokundum parmaklarımla yaralarına
lime lime ayrıldı eti kemiğinden
gözyaşı bırakarak geride
kendi gözlerimle gördüm, yakından
nabzın attığı kadim şehir bir zaman
değildi eskisi gibi…
suç peşinde cellat
yüce ruh tahtında rahat!
dibe çöken dirim, köleler doğuran
köleleri sömüren baykuş
en uç tepesinde şehrin
ağzını şapırdatan durmadan
SEVAL ARSLAN