“Hiç bitmeyecek mi senin bu okuman?”
“Bitmeyecek.”
“Hiç mi?”
“Hiç.”
“Niyetin katip olmak mı?”
“Hayır.”
“Ya?”
“İnsan olmak.” -Orhan Kemal-
Yukarıdaki alıntı neden kitap okumamız gerektiğini net bir şekilde anlatıyor. Okumalıyız çünkü düşük bilinç seviyesinden çıkmanın ve insanlaşma sürecine doğru kanatlanmanın tek yolu bu.
Bugünkü yazımızda sizi David Hawkins tarafından hazırlanan Bilinç Haritası üzerinde duralım istiyorum.
Haritada, birden yedi yüze kadar bir oranla bilinç seviyesi değerlendiriliyor. Bu haritaya göre dünya nüfusunun çoğunluğu düşük bilinci işaret eden 200’ün altındaki bilinç seviyesiyle yaşıyor. Burada eğitimli olmak bilinçli olmayı getirmiyor. Zengin, fakir, mevki sahibi, ünlü, ünsüz fark etmiyor. Düşük bilincin ölçütü, ruhsal yoksulluktur.
Düzenli kitap okuma alışkanlığı edinmemiş, merak etme, araştırma, sorgulama, soru sorma yeteneği olmayan insanlar, haritanın en alt sıralarında yer alıyor. Bu insanlar, sadece içgüdüleriyle yaşayan güvenlik, barınma, üreme ve temel ihtiyaçların karşılanmasıyla sınırlı bir realiteye sahip olarak tanımlanıyor. Anlayacağınız, düşük bilinç seviyesinin yarattığı otomatik yaşam biçimleri iç açıcı değil.
Hawkins, sıradan otomatik bilinçle yaşayan bir insanın yaşam süresince sadece beş puan gelişebildiğini söylüyor. Bu durumda, kişi sadece kendisinin değil çevresinin ve bir bütün olarak toplumun genel ruh halini de olumsuz etkiliyor.
Bilincin yükseltilmesi içinse emek gerekiyor. Okumalar burada temel rol oynuyor.
Pozitif yaratıcılığın gücü 200’den itibaren başlıyor. Yazarlar, senaristler, bilim insanları, sanatçılar, sürekli değişen, dönüşen bireyler, yaratıcılığını kullanarak, insanlığın gelişimine hizmet eden aktivitelerde yer alan insanlar yüksek bilinç seviyesine sahiptir. Bu insanlar yaşamı destekleyen nitelikte enerji yayarak, hayatlarına sıkça güzellikleri çekerler ve sürekli yaratıcı faaliyetlerde bulunurlar.
Yüksek bilince sahip insanların ortak özellikleri ise kişisel gelişim alanında kalarak, düzenli kitap okumayı ve yaşamseverliğe hizmet eden eylemli hayatı benimsemiş olmalarıdır.