Mimarlar Odası Hatay Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı olan Mustafa Özçelik, Kentin mimari yapısı ve yaşanan sıkıntılara yönelik sorulara yanıt verdi…
TOLGA KORKMAZ
Hatay Mimarlar Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Özçelik, kent planlamasında bir plansızlık olduğunu söyledi.
Hatay Mimarlar Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Özçelik, Gazetemiz muhabirinin sorularını yanıtladı. Özçelik, muhabirimizle soru ve cevap şeklinde gerçekleşen röportajda kentin mimari yapısı ile ilgili merak edilen tüm sorulara yanıt verdi.
ÖNCELİKLE SİZİ TANIYABİLİR MİYİZ?
“1971 Antakya doğumluyum. Kurtuluş lisesinde öğrenimimi tamamladıktan sonra Mimar Sinan Üniversitesinde öğrenimimi tamamladım. 2000 yılından bu yana da serbest mimar olarak mesleğimi devam ettirdim. Son 8 yıldır da mimarlar odası yönetim kurulu başkanlığı görevini devam ettiriyorum”
KENTİN MİMARİ YAPISI İLE İLGİLİ NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?
“Düşündüğümüz çok şey var. Önemli bir geçmişe sahip, kültürel birikimi olan ve dünya da birçok ilki bünyesinde barındıran bir kent. Ancak ne yazık ki hakkettiğimiz bir kent ortamımız yok. Mimari açıdan hiç yok. Bu konuda zaman zaman önemli eleştirilerimizi paylaşıyoruz. Mimari alanda sorunlu bir kent yapımız var. Hem kentin planlaması hem yapısal niteliği hem de fiziki açıdan hakkettiğimiz konum bu değil. Bu konuda çok iyi şeyler yapılabilir”
ESKİ ANTAKYA EVLERİNİN RESTORASYONU HAKKINDA DÜŞÜNCELERİNİZ NELER?
“Çok önemli bir tarihi dokumuz var. Bunları kullanıma geçiriyor olmamız çok önemli. Çünkü restore etmeden yapıların ayakta kalma şansı yok. Bu konuda yapılan restorasyonlar mantıklı fakat önemli bir destek yok. İyi bir planlama ile yapılmıyor çalışmalar. Doku anlamında sokak, bölge vb. anlamda birçok girişimci, yerel yönetim kendi imkanlarıyla restorasyonu yapıyor. Ama bu konuda daha iyi organize olmamız gerekiyor”
ÇARPIK KENTLEŞME ÇOK FAZLA VE BUNLARIN ARASINDA ESKİ YAPIDA SAYICA FAZLA. BUNUN İÇİN ÖNERİNİZ NE OLURDU?
“Antakya’nın bir şansızlığı var oda eskiden çok fazla ilçesi vardı, şimdi mahalle oldular gerçi. O dönemde sınırsız imar yetkisi verildi. Buda ciddi sıkıntılara neden oldu. Problemin temel altyapısı orda başladı. Bizim şöyle bir beklentimiz vardı. Büyükşehir olmak ile beraber bütünsel bir anlayışın ortaya çıkması, bu parçalı dağınık ve birbiriyle ilişiği olmayan planlamanın ortadan kalkması ümidi vardı. Ama ne yazık ki bu beklentimizin çok altında kaldı. Planlama Hatay açısından göz ardı edilen bir konu. Plansız yapılaşma almış başını gidiyor, kaçak yapılaşma sayısı çok fazla. Bunun nedeni ise birkaç yılda bir yapılan imar afları. Kaçak yapılaşma göz yoruyor, kentin imar planı ihtiyaçları karşılamıyor. Bu yapılaşmadan kimse memnun değil, hele ki mimarlar hiç değil.”
YAŞANAN BU PROBLEM NASIL ÇÖZÜME KAVUŞUR?
“Bu problemin düzelmesi için Kent konseylerinin işler hale gelmesi gerekiyor. Kentin bütün dinamiği orda. Bu konuda ufak bir eleştirimiz olacak geçen günlerde yapılan genel kurul toplantısına davet edilmedik. Bu durum oldukça üzücüydü. Bunun yanı sıra planlar uygulanır hale gelirse sorunlar ortadan kalkar. Sadece yerel yönetimler değil halkımızın da yanlışları ve yapmadığı şeyler var elbette. Tek tarafı suçlamak olmaz. Vatandaşlarımızın kentlik bilinci yok, baskı unsuru olamıyorlar. Vatandaşlar ne zaman kentlik bilincini benimser ve baskı unsuru oluşursa sorunlar ufak ufak azalır. Kısaca yapılan planlamada plan yok. İşe buradan başlamak gerekiyor”
OLASI BİR DEPREMİ HATAY ZARARSIZ ATLATABİLİR Mİ?
“Kentin en önemli önceliği deprem konusu olmalı. Çünkü Hatay deprem bölgesi. Bu konuda seferberliğe ihtiyaç vardır. Kentte çok fazla riskli yapı stoğumuz var. Bu konuda her zaman uyarılarımız da yapıyoruz. Hatay’da öncelik depremdir. Toplanma alanlarımız hep işgal altında, yapılan şeyler sadece mevzuat gereği yapılıyor. Hiçbiri işler halde değil. Elbette yeni yapılan binalar depreme dayanıklı ama eski evlerimiz bu konuda ne yazık ki tehlike arz ediyor”
DEPREM KONUSUNDA YEREL YÖNETİMLERE NE GİBİ ÖNERİLERİNİZ BULUNUYOR?
“Deprem öncelikli konu olmalı. Daha sonra riskli yapı stoğu çıkarılmalı. Ardından bunların nasıl dönüştürüleceği konusunda çalımlara imza atılmalı. Kısaca bu konuda ciddi bir çalışma yapılması gerekiyor. Asıl sıkıntımız da her şeyi ‘mış’ gibi göstermek. Yönetimin insanları bu konuda bilinçlendirmesi çok önemli. Örneğin bir araba alırken defalarca araca bakarsınız kontrolden geçirişiniz, aldıktan sonra da yılda bir bakıma alırsınız öyle değil mi? Evlerimiz, okullar ve hastaneler de öyle olmalı. Yılda bir evler denetlenmeli. Depreme ne kadar dayanıklı ya da binada yaşanan problemler rapor halinde vatandaşlara çıkarılmalı. Kısaca bu konuda ciddi çalışmalar yapmalıyız, kâğıt üzerinde bazı şeyler kalmamalı”
SON OLARAK MİMARLAR ODASI OLARAK YAŞADIĞINIZ PROBLEMLER NELERDİR?
“Toplumumuz öncelikle mimari, kültüre ne yazık ki yabancı kaldı. Meslek odalarına toplumumuzdan ciddi bir güven söz konusu ancak yerel yönetimler bu güveni karşılayamıyor. Çok fazla bir bilgi birikimimiz var. Ancak gerek yerel yönetim gerekli önemi bizlere vermiyor. Bizler sadece teknik olarak görülmemeliyiz, ayrıca bizler sanatın yaratıcılığından da faydalanırız. Ne yazık ki bizler yerel yönetimler tarafından göz ardı ediliyoruz. Hakkettiğimiz bir noktada değiliz. Bu konuda çok üzgünüz. Oysa bizler her zaman desteğe ve yardıma açığız. Bunun yanı sıra meslektaşlarımızım yaşamış olduğu ekonomik sorunlarda var. Kent için bizimle iş birliği yapmaktan korkmasınlar”