Ben hep sayıların bir rakamdan ibaret olduğunu savunurum.
Ama bazı insanlar kendilerine acınsın ve değer görebilmek için ‘Ben 30-40 yaşındayım daha ne gördün hayattan’ sözleri ile kendilerini bir üst görme duygusuna kapılıyorlar.
Şöyle ben 23 yaşında olabilirim ama senin yaşadığın sorunları daha küçük yaşta yüzleştim bu beni tecrübesiz ya da bir şey bilmiyor yapmaz. Sen hayatı ağırdan yaşarken ben daha hızlı yaşamışımdır.
Örneğin Obama 55 yaşında emekli olurken, Trump 70 yaşında görevine başladı.
Bu Trump için bir geç kalınmışlık mı?..
Bence değil…
Sizce de olmasın…
Bu hayatta herkes kendi zamanını ve hayatını yaşar.
Kimi ağırdan yaşar, kimisi ise hızlı.
Bu kişinin karakterine ve kendi isteğine kalmış.
***
Üniversiteye 18 yaşında başladım ama benim sınıfımda 30,40, hatta 50 yaşında olan bile vardı. Ben onlar için erken başlamıştım, onlar benim için geç…
Sonra gün geçtikçe baktım ki herkesin zamanı farklı, kimseyi yaşıyla yargılamak doğru değil.
O kendini bu yaşında hazır hissetmiş ve bu yaşında okumuş, bazen bende diyorum keşke daha geç okulu kazansaydım, hayata bu kadar aceleci ve hızlı davranmasıydım.
Baktığın zaman etrafında bulunan insanlar senden bir adım ilerle görünebilirler ya da tam tersi şekilde senden bir adım geride. Bu kişinin kendi tercihi, bizim ise yargılama duygumuz. Kimsenin kimseyi yargılamaya hakkı olduğunu düşünmüyorum…
Yani şöyle düşünün bir kişi 25 yaşında bir şirketin müdürü olup 50-60 yaşında ölebilirken, kimisi 50-60 yaşında müdür olup 70-80 yaşına kadar yaşar.
Avrupa’da bunun örneği say say bitmez, elbette ülkemizde de bunun çok örneği var.
Kafamızı kaldırıp etrafa bakmamız yeterli.
İşin özü şu, herkes kendi zamanında ve yarışında. Herkes 25 yaşında müdür oldu diye sende olma, kimseyi taklit etme, kendin ol ve kendi zamanını bekle.
Çünkü bu hayatta hiçbir şey için geç kalmış sayılmazsın.
Sadece sakinliğini koru…
Sen şu anda tam zamanında yaşaman gerekenleri yaşıyorsun, etrafı bırak hayatına odaklan…
Hiçbir şey için geç kalınmış ya da erken değil…