Bulaştırın her insana…

Sevgi bulaşıcıdır. Bulaştırın her insana.

En son ne zaman güldünüz? Hatırlıyor musunuz?

Öyle böyle değil, içten gülerek. Eminim ki hatırlayamadınız. Çünkü; çok, hem de çok olmuştur. Hatta belki çocukluğunuzda kalmıştır o içten kahkalarınız. Ne garip değil mi gülmeyi unutmak, paylaşma duygularımızı yitirmek. Sımsıcak sohbetlerin içinde kaybolmayı unutmuşuz. Umudumu yitirdiğim zamanlarda mutlaka karşıma dost/lar, insan canlısı yürekler çıkar. Hayatım boyunca pozitif düşündüm ve öylece düşünerek yaşamaya devam etmekteyim.

Sevgi bulaşıcıdır, bulaştırın her insana. O halde sevelim daha çok, en içten, en samimi, en doğalından… Büyüdükçe yitiriyoruz çocukça gülüşlerimizi…

*aralanan kapılardan sürekli
bir yerlere yetişme telâşındayız…

oysa tanrı, ne güzellikler yaratmış
suyunda serinleyecek
ve hayat bulacak…
her nefesinde ferahlayacak
ve can bulacak güzellikler…

görmezden geldi insanoğlu
sanki yok olmayacakmış gibi
kibirli, bencil, doyumsuz…

geceyi bölen bir aydınlıkta
gözlerini çevir sonsuzluğa
hayal et suyu, toprağı, emeği

Birbirimize sarılmak için şiddetli bir depremin olmasına gerek yok. Sarılın hemen şimdi… Hepimizin birbirine ihtiyacı var.

İçinde bulunulan hayat koşulları insana belirli bir yol çizer. Zamanın akışıyla ne çok şey değişiyor. Bir gün herkes toprak sahibi olacak. Öyle telaşlı telaşlı koşturmalarımız ondandır. Gerçek yalnızlık hiçbir şey düşünemediğin zamandır. Yaşarken sahip olamadığın toprağa o gün erişeceksin herkes gibi… İnsanlardaki hırs o zaman bitecek.

Peki ne yapmalı?

Bir Şaman Öğretisi şöyle der; “Doğada hiçbir şey kendisi için yaşamaz. Nehirler kendi suyunu içemez… Ağaçlar kendi meyvelerini yiyemez… Güneş kendisi için ısıtmaz… Ay kendisi için parlamaz… Çiçekler kendileri için kokmaz… Toprak kendisi için doğurmaz… Rüzgâr kendisi için esmez… Bulutlar kendi yağmurlarından ıslanmaz…” Her şey birbiri için yaşar.

Elbette her anı bir sonraki an içinde öleceğini düşünerek, mutlu, umutlu, sevgi dolu paylaşarak yaşamalı. Kocaman bir ağacın gölgesinde nefes aldığında bileceksin ki: bundan öncekilerin sana sunduğu bu güzellikleri çoğaltmalı, sen de bir ağaç ekmelisin. Sonraki neslin mutlu, barış içinde yaşamaları için gerektiğinde uğurlarına ölmeyi bile göze alacaksın. Ege’de, Çanakkale’de, Akdeniz’de atalarımız öyle yapmamışlar mıydı? Farklı kültürlere ev sahibi yapan toprakların üzerinde yaşamaktayız. Anadolu’yuz biz… Birlikte ne kadar güçlü ve güzel olduğumuzun farkında olalım. Yürek pencerenizi hep açık tutun. Unutmayalım ki: bir gün herkes toprak sahibi olacak…

*şşşşşt!

sesini duyuyor musun

nasıl da güzel yağıyor

güneş mi var tepende

o halde hissedebilirsin

vakit çok geç olmadan…

*Vakit Geç Olmadan/ Gecenin Resmi kitabından

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir